Dünyanın Çivisi
Dünya diken üstünde. Gerginlik had safhada. Her an bir şey olacakmış gibi bir hissiyat herkesi kaplamış durumda. Öyle ki siyasi atmosfer sanki bir kıvılcımla altüst olmaya hazırmış gibi bir görüntü çiziyor. Dünyanın kriz noktaları eskisine oranla çok daha fazla arttı ve neredeyse her biri ortalığı kökten karıştırma potansiyeline sahip.
Malumunuz Filistin meselesi gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Aslında Filistin sorunların anasıdır desek daha doğru bir tespit yapmış oluruz. İki yıl içinde olacak derken Mayıs ayı itibariyle ABD büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınma kararı yangına benzin taşımakla eşdeğer. Artık kimse ABD’den diplomatik davranış falan beklemiyor. Amerika’da kurumlar arasında yaşanan çekişmeler ayyuka çıktı. Bir tarafta Pentagon, diğer tarafta CIA - FBI ve bu çekişmede kendi koltuğunu koruma derdine düşmüş bir Trump var. Aslında Trump bir anlamda “topal ördek” konumunda. Bana dokunmayın, ne isterseniz yapmaya hazırım şeklinde bir yaklaşımla başkanlığını en azından bir dönemliğine garanti altına almayı hedefliyor.
Afganistan’daki işgalle birlikte Çin ve Rusya’nın önüne set çektiğini düşünen ABD şimdi de Irak’la başlattığını, Suriye ile devam ettirerek kuşatmanın Ortadoğu ayağını tamamlamak istiyor. Bu arada Türkiye’nin öncelikleri varmış, bölge kan gölüne dönmüş, şehirlerde taş üstünde taş kalmamış bunları aklının ucuna bile getirmiyor. ABD tamamen sonuca odaklanmış durumda. Şayet Suriye’yi Irak gibi belirsiz bir noktaya taşıyamazsa hedeflerine ulaşamayacağına inanıyor. İşte bu durumda ABD bölgeyi tam anlamıyla kristalize etmek istiyor. Olabildiğince ayrıştırma planları yapıyor. Ortadoğu üzerinden oyun oynuyor. Bu bölgede kalıcı olmak istiyor. Afganistan gibi bir zamana kadar belirsizlik üzerine bir Ortadoğu planlıyor. Sonrasında ise BOP’u hayata geçirerek İsrail’in etrafını mayınlardan(!) tamamen temizlemek istiyor.
ABD bu denli gözünü karartmışken diğer taraftan dünya gündemini meşgul eden başka bir konu ise Putin tarafından yapılan son açıklama. Putin dünyada her yeri vurabilecek nükleer silah yaptıklarını ve hiçbir füze kalkanının bu silahı durdurmasının mümkün olmadığını söyledi. Putin acaba neden böyle bir açıklama yapma ihtiyacı hissetti? Bana göre Putin aslında ön aldı. Son zamanlarda ABD kamuoyunda Trump’ın Kuzey Kore’yi vurmasının an meselesi olduğuna dair yorumlar yapılıyordu. Bu konu artık ciddi olarak masaya yatırılmış ve vurma planları konuşulmaya başlanmıştı.
Afganistan’da yaptığı yanlışın bedelini yıllarca ödemek zorunda kalan Rusya, Putin’in bu açıklamasıyla aslında doğrudan ABD’ye Kuzey Kore mesajı verdi. Böyle bir şey yaparsanız, rahatsızlığımızı sadece sözle dile getirmenin ötesinde enstrümanlar kullanabiliriz demek istedi. Ayrıca ABD seçimlerine Rusya müdahalesi iddialarının her geçen gün daha çok gündeme taşınması, bu iddianın magazinsel boyutu çoktan aştığını gösteriyor. Putin’in yaptığı açıklamanın aynı zamanda bu konuyla ilgili Rusya’yı köşeye sıkıştırma stratejisine karşı bir taarruz taktiği olduğunu düşünüyorum.
Sonuç olarak dünya her geçen gün biraz daha kırılgan bir noktaya doğru hızla gidiyor. Dünyanın çivisi çıktı, çıkacak. Bu durumda olabildiğince aklı selimle hareket etmek ve gelişmelerden rahatsız olan paydaşları bir noktada toplamaktan başka seçenek yok. (Milli Gazete)