Ortadoğu halkı onay vermez!
![](https://hurseda.net/resimler/yazarlar/tercume-yazilar.jpg)
Donald Trump iktidara geldikten sonra, birçok çılgın ifade ve hareketlerde bulundu. Son günlerde Trump, Filistin sorununa yönelik “ABD Gazze’yi devralacak” dedi ve uluslararası camianın tepkisiyle karşılaştı.
Gazze, Filistin halkının Gazze’sidir ve Filistin toprağının bölünmez bir parçasıdır. Geçtiğimiz 15 ayda sürekli bombardıman altında tutulan Gazze’de 46 binden fazla sivil hayatını kaybetti, 2 milyon kişi insani felaket yaşıyor ve bölge tamamen çalkantıya düştü. Kısa zaman önce yeni gerçekleştirilen ateşkese rağmen, gerilim hala düşmediğinden dolayı kalıcı ateşkes henüz garanti edilemedi.
Ateşkes kalıcı barışın temeli olmalı ve yeni saldırı için ara mola olmamalıdır. ABD garantör ülke olarak ateşkesi sürdürmek için gerekli katkılar yapmalı, tekrar tekrar şaşırtan sözler ve davranışlarda bulunmamalı. Yoksa darmadağın edilmiş Gazze’ye çatışmanın gölgesi yeniden düşecek, telaşlanan yerel halk yeniden kaosa sürüklenecektir.
Arap ülkeleri seslerini birleştirerek, Gazze’nin öteden beri Filistin halkının toprağı olduğunu, “Gazze’yi boşaltma” politikasına kararlılıkla karşı çıktıklarını, bu politikanın uluslararası ve insani hukuk ile Birleşmiş Milletler’in ilgili kararnamelerine aykırı olduğunu vurguladı. Filistin halkının yasal hakları, uluslararası camianın adaleti ve hakkaniyeti ihlal edilemez. Trump yönetiminin söyledikleri ve yaptıklarına, Ortadoğu halkı onay vermez, uluslararası camia da onay vermez.
Küresel bir devlet olan ABD, büyük devlet gibi hareket etmeli. Sorumsuz sözler ve hareketler, sadece ve sadece ABD’nin dünyadaki itibarıyla imajını tüketecektir. Trump’ın “Gazze’yi devralacağız” ifadesinin ardından, ABD Dışişleri Bakanı Rubio “Trump sadece cömertçe ABD’nin bütün sorunu üstlenmeye, enkazı kaldırmaya, çöken binaları ve patlamayan mühimmatı temizlemeye hazır olduğunu söyledi. Bu yüzden Trump’ın sözleri husumet değil, bir cömertliktir” diye ileri sürdü. Bu açıklama, Ortadoğu halkı ve uluslararası camianın sorularına karşılık veremez, tarafların ABD’nin Orta Doğu politikasının arka planından ve gerçekçi yeteneğinden daha da şüphelenmesine yol açar.
Çin tarafına göre, Gazze’nin savaş sonrası yeniden ayağa kaldırılması meselesine, Filistin içinde istişare ile karar verilmesi gerekir. Uluslararası camia Filistinli grupların dayanışmasının pekiştirilmesine destek vermeli, Gazze ile Batı Şeria’da bütünsel ve verimli yönetimin gerçekleştirilmesine destek olmalıdır. Gazze’deki demografik yapıyı değiştirmeye kalkışan herhangi bir girişim kabul edilemez.
Filistin toprağını uzun zamandır işgal etmek, Batı Şeria’daki zorla yerinden etme ve şiddetler, hem uluslararası hukuku ve BMGK kararlarını ihlal ediyor, hem de iki devletli çözümün temelini çiğniyor. Batı Şeria’yı ilhak etmenin tehlikeli çabaları, Orta Doğu barışının perspektifini yok edecektir.
1967 yılı sınırına dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan, tam egemen ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması, Filistin-İsrail sorunu çözümünün temelidir. Yahudi ulusu çoktan bağımsız devlet kurmuşken, Filistin halkının hakları ihmal edildi ve tarihi adaletsizliğe uğratıldı. 15 aylık çatışma şunu gösterdi: Orta Doğu’da kalıcı barışın anahtarı, iki devletli çözüm ve barışçıl komşuluk ilişkilerinin kurulmasıdır.
Çin tarafı, uluslararası camiayı ivedilikle iki devletli çözümü yeniden hızlandırmaya, buna güçlü destek ve garanti sağlamaya çağırıyor. Çin tarafı Orta Doğu’da barışın hakim olması için Filistin sorununun kapsamlı, adil ve kalıcı çözümüne yönelik yapıcı roller üstlenerek çaba sarf edecektir. (Yi Mu, CGTN - Çeviri: CGTN Türk)
NOT: Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Hürseda Haber’in editöryal politikasını yansıtmayabilir.