Erdoğan neden şahinleşti?
Başbakan'ın çıkışı 'Yağmasan da gürle' söylemine oturmuyor. 'Gürlediyse yağacak' da demiyorum. Direkt yağmak için gürlüyor!
Dünkü ev ödevim; Radikal’in editörler masasından, başlıktaki soruya yanıt aramam isteniyor. Başbakan neden asabileşmiş olabilir? Acaba ne oldu da, iftar konuşmasında terör örgütüne sert çıktı öyle? Niye mecbur kaldı acı kelam etmeye?
Dediği özetle şuydu: ‘’Artık bıçak kemiğe dayandı; Ramazan hürmetine sabrediyoruz; terörle arasına mesafe koymayanlar da suçludur; fatura ağır olacak, bedelini ödeyecekler...’’
Kızdığı belli de, konuşmasına katılan belirtiler yalnızca Başbakan’ın kızgınlığıyla açıklanamaz. Altı boş bir söylenme şeklini andırmıyor çünkü. ‘Yağmasan da gürle’ söylemine oturmuyor. ‘Gürlediyse yağacak’ da demiyorum. Direkt yağmak için gürlüyor!
Seçtiği sözcüklerde uç veren, somut bir hazırlık. Bayram ertesinde geniş kapsamlı bir askeri operasyonun başlayacağını, örgütün içerideki legal görünümlü uzantılarına yönelik tedbirlerin artacağını, siyasi kanadın üzerinde daha fazla kanun baskısı kurulacağını önden haber veriyor gibi. Zamanlamaya ve hedeftekilere gönderme yapan vurgulara dikkat edin. Terörle mücadelede, söylem değişikliğini aşan bir sertleşme döneminin başlangıç vuruşu o sözler. Hem dağdakilere bir çeşit son uyarı, hem de genel kamuoyuna bir ‘günah benden gitti’ mesajı! Kodları, her iki amaca da uygun.
İyi de, Erdoğan neden yumuşama siyasetinden vazgeçti, askeri yöntemlere asılmaya hangi gerekçelerden dolayı karar verdi, mübarek Ramazan günü dilini bu kadar serleştirmeye ne lüzum vardı şimdi?
Konuyu biraz araştırdım, buyurun birlikte bakalım sonuçlara. ‘Memleket güllük gülistanlık’ diyebiliyor muyuz bugün? Hayır! ‘Terör azmıyor, PKK azıtmıyor’ diyebiliyor muyuz? Hayır! Yol kesmece, adam kaçırmaca, terör estirmece, kan dökmece, eylem koymaca faaliyetlerini komple askıya aldı mı PKK? Hayır! Silahla konuşmanın, hak taleplerini terör ve şiddet üzerinden bildirmenin geçerli bir mazereti olabilir peki? O da hayır! E, kaymakamı kaçırılırken, vatandaşları silah zoruyla alıkonurken, polisi ve askeri pusuya düşürülürken sessiz mi kalsın devlet? Alın, size ağız dolusu bir ‘Hayır’ daha!
Öyleyse, ‘Başbakan neden sertleşiyor’ diye kullandığı dili garipsemek neyin nesidir? Başbakan şahinleşmesin de kim şahinleşsin? Hükümet sertleşmeyip de ne yapsın?
Birbirimizi kandırmayalım. Mevcut koşullarda hiçbir devlet silahına davranmamazlık yapamaz. PKK, başka seçenek bırakmıyor.
O konuşmayı, Başbakan Erdoğan’ın sadece söylemini değiştirdiği şeklinde yorumlamak yanlış. Anlık bir öfkenin patlaması, geçici bir hiddetin dışarı çıkması da olamaz. Hava alabildiğine sertleşiyor. Sağanak yağmura eşlik eden şiddetli fırtına öncesi gök gürlemesine benziyor o sözler. Arkadan kuvvetli bir rüzgârın geleceğine işaret. Ankara’nın, kasıp kavuracak bir iç güvenlik harekâtına hazırlandığını görmek için dâhi olmaya gerek yok.
PKK ve destekçilerinin başka dilden anlamadıklarına ve asla anlamayacaklarına ikna olmuş görünüyor Başbakan. Barışa teşvikte daha fazla ısrar etmek vakit kaybı; herkesle anladığı dilden konuşmayı deneyecek. Anlayana demokratik açılım lügati, anlamayana top tüfek! Hayırlı mı oldu dersiniz? Benim ona da cevabım, hayır!
“90’ların ortalarına, Çiller’li yıllara, o kovboylar ülkesine geri döneceğiz” korkusunu zerre kadar taşımıyorum içimde. Terörle mücadelenin sıklet merkezi askeri yöntemlere kayıyor belki, ama şartlar aynı değil. Sertlik politikalarının doğuracağı sonuçlar, zayıf koalisyon hükümetleri dönemiyle kıyaslanamaz. Ne PKK 95’lerdeki PKK, ne Türkiye o Türkiye ne de siyasi iktidar o iktidar.
Fakat, başka yönden bazı ciddi endişelerim var. Barışın imkânları yeterince zorlandı mı, bütün seçenekler gerçekten tüketildi mi? Çünkü imha yöntemi ile nihai sonuç alınamayacağı, kalıcı barışın gelmeyeceği de gün gibi ortada. Şiddeti şiddetle bastırmak hangi sorunumuzu çözdü, neyi hallettik bu yolla?
Başbakan’ın şahinleşmek için pek çok haklı nedeni olabilir. Onun için başlıktaki soruyu yeniden formüle etmeli bence. Doğrusu şudur; PKK neden devleti zecri tedbirlere zorluyor, barışı geciktirmekten ne fayda umuyor, çıkarı ne?
(Radikal)