Hizbullah’a Yapılan Saldırılar Ahzap Savaşı Gibi
Şu hücumlara ve taaruzlara bakıp da hayret etmemek elde değil. Ne insaf, ne hukuk ne de aklıselimin kabul edeceği şey değil.
İmralı’nın başıbozuk paşası bir dilekte bulundu, Kemalistler, şamanistler, zerdüştler, sosyalist ve ateistler aynı tempo ile aynı şeyleri söylemeye başladılar.
Bunları bir ölçüde anlamak mümkündür. Aralarında fikri akrabalık var.
Elbette derin Kemalist akıl Kürdistan’da yerel idareyi laik kürtlere emanet etmek isteyecektir.
Zaten birçok konuda ortak düşünceyi taşıyorlar, bakış açıları birbirine çok yakın sadece irade ve idare tasarrufunda anlaşamıyorlar.
Eskiden deniyordu ki Hizbullah kapalı kutu tanın mıyor. Olağan üstü halin olduğu bir dönem yaşanıyor, pkk kürdistanı laikleştirmek için tüm dindarları katletme ve sindirme niyetinde idi. Aleniyet birazda açık hedef olmak sayılırdı. Vs sebebler saylıyor.
O konuda çok şey söylendiği için ayrıntıya girmeye gerek duymuyorum.
Şimdi ise bahsi geçen her şahısla görüşmek ve fikirlerini bakış, açısını öğrenmek mümkün. Bu islam ve müslümanlara husumet taşıyanlar için bir önem arz etmez amma, ehli kıble için çok şey ifade etmelidir. Onlar hala dilek kipli cümleler kurmak ve indirek şahıslarla görüşmeyi tercih ediyorlar.
Gerçi ekranda boy gösterenlerin bir kısmı karpuz gibidir “ içi kırmızı dışı yeşildir ve yuvarlak oldukları için elinde gücü bulunduranlar onları istedikleri yöne yuvarlayabilirler.”
Hizbillahilerin tahliyesi olayı bir daha gösterdi ki Türk hukuk sistemi ve medyası hakkaniyet, ahlak erdem ve fazilet bakımından kokuşmuş ve çürümüştür, taraflıdır. Legal ve yasal hareket etmek haksızlığa uğramaya engel olamıyor. Dernek baskınlarını kim ne ile izah edebilir.
Şu olanlara bir bakın binlerce faili meçhul ve sansasyonel eylemin faili olan devlet yetkilileri ile 30-40 bin kişinin ölümünden sorumlu olan Öcalan ve müritlerinin gördüğü muamele ile Hizbullah’ın gördüğü hukuki muamele bir midir.!?
Yalan ve kurgu senaryolarla ekran ekran gezen apocuların gördüğü muamele ile Hizbullah’tan bahsederken boyun damarları şişen ağzı köpüren laiklerin sergiledikleri manzara birçok şeyi ifade ediyor.
Legal ise alın size legal....
Mütedeyyin Müslümanlara yönelik son operasyonu devlet aponun hatırı için yapıyor. Fakat o polislerin evlere baskınlarda gösterdiği kin, hiç bir dirençle karşılaşmadıkları halde çoluk çocuğun yaşadıdığı aile evlerine yaılan baskın biçimi, kapı kırmalar...
Acaba apocular ile fethullahçıların ittifakından ve ortak kinlerinden mi kaynaklanıyor diye de düşünmemek elde değil. Kamuoyunun da malumu olduğu üzere ikisi arasında görüşmeler ve paslaşmalar olmuştu. Ergenekon çizgisindeki birçok yüksek yargı mensubunun Hizbullah’a yönelik hukuksuz ve keyfi kararları tam bir ahzap cephesi taaruzu gibi.
Mü’minler, müttefik düşman birliklerini gördüklerinde, “işte Allah ve Resulünün bize vadettiği şey budur. Allah ver Peygamber doğru söylemiştir” dediler. Bu, onların iman ve teslimiyetlerini artırmaktan başka bir şey yapmadı.” (ahzap suresi 22)
Medine'den sürülen Benî Nadîr Yahûdîlerinin reisleri, Hayber'e sığınmışlardı. Müslümanlardan öc almak istiyorlardı. Başta Ahtaboğlu Huyey olmak üzere, 20 kadar Yahûdî lideri 70 kişilik bir hey'et ile Mekke'ye gittiler.
-Müslümanlar gün geçtikçe kuvvetleniyor. Onlara kırşı birlikte hareket etmeliyiz. Biz savaş için hazırız. Medine'deki Benî Kurayzalı kardeşlerimiz de savaşta Müslümanları arkadan vuracak... diye müşriklere işbirliği teklif ettiler. Kendileri "ehl-i kitab" ve tek tanrı inancında oldukları halde, putperest müşriklere hoş görünmek için:
-"Sizin tuttuğunuz yol, (sizin dininiz) Müslümanlarınkinden daha doğru..."( dediler. Daha sonra Mekke dışındaki Gatafan, Esed, Kinâne, Süleym, Fezâre, Mürre, Eşca ve Eslem... gibi bedevi Arap kabileleriyle görüştüler. Hayber'in bir yıllık hurma mahsûlünü vermeği va'd ederek, onların da savaşa katılmalarını sağladılar.
Peygabberimiz (sav) zamanın da Allah’ın Hizbine karşı Ahzab, hz. Ali (ra) zamanında ve üstad Bediüzzaman devrinde de Ahzabın hücüm ve fitneleri bu ile günkü Hizbullah karşısında benzer sahneleri görüyoruz. Bu suç aleti olan inancını küşanmış olan her cemaatın başına gelir.
Hizbulllah olmasa ve onun yerine yine aynı coğrafyada bir islami cemaat çıksa benzer badirelerden geçse yine kimse acımaz ve benzer ithamlara maruz kalırdı. Daha önce de şeyh said ve said nursi hareketlerini inceleyin nelere maruz kalmışlar...
Fakat ahzaptaki Yahudilerin hangi saiklerle kendisi gibi ehli kitap olan mslümanları destekleyeceği yerde müşrikleri haklı bulup desteklediklerini iyi tahlil etmek gerekir. Özellikle pkk ya karşı Hizbullah’a saldıran devletçi ve milliyetçi olan dindarlar bunu iki kere düşün melidir.
-Allah'ım, ey Kur'ân'ı indiren ve hesâbı tez gören Rabbim; Şu şer taifelerini, ahzabı dağıt, topluluklarını boz, iradelerini sars. Üzerlerine saba rüzgarını gönder!
Diye duâ edeceğiz.
(Hürseda Haber)