Despotların Esin Kaynağı ve Ahzap Medyası
Arap dünyasında Tunus, Türkiye’deki Kemalist sistemi örnek alan despot ülkelerin en başında geliyor. Öyle ki sokakta bile başörtüsünü yasak etmiş bir despotizm.
Ülke bağımsızlığa kavuştuktan sonra ele geçirdiği iktidarı, yaş ve sağlık sebepleriyle Zeynelabidin bin Ali’ye kaptırıncaya kadar bırakmayan Habib Burgiba, Kemalist devrimleri Tunus’a da taşıma çabasıyla bilinen bir diktatördü.
Tunus’ta olup bitenlerin bir benzeri, seneler önce İran’da yaşanmış; Kemalizmi örnek alan uygulamalarıyla ülkede halktan kopuk islama düşman ve Batı özentisi içindeki bir dikta rejimi kuran Şah, imam Humeynî’nin etrafında birleşen toplumsal muhalefetin yükselişi karşısında dayanamayarak ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştı. Bin Ali gibi halkın malını ve tonlarca da külçe altını çalıp beraber götürdü.
Kemalist tesirin Nâsır kanalıyla kendisini hissettirdiği ve yıllardır tek adam rejiminden kurtulamayan Mısır’daki sıkıntılar da aynı şekilde. Mısır diktatörleri ve Firavunları o kadar başarılı oldu ki sonradan kemalistlere ders verecek seviyeye bile geldiler. Dönemin içişleri bakanı Tantan hizbullah’a karşı giriştiği mücadele ve imha harekatında Mısıra gidip taktik öğrenmeye çalıştı. İsrail’e gidemezdi; çünkü İsrail müslümanlar karşısnda başarısız olmuştur.
Bir diğer ibretlik örnek, yaptıklarıyla hem ülkesini, hem kendisini felâkete götüren Saddam da Kemalizm’den etkilenmiş ve Irak’ı cehenneme çeviren canilere daha önce de saldırı köpekliğini yapmış ve İran’da devrimi boğmak için sekiz sene müslümanlarla savaşmıştır.
Pervez Müşerref de Ankar’a da okumuş, Mustafa Kemal hayranı ve Pakistan’a yaptığı kötülüklerin acıları daha yıllarca sürecek gibi. Pakistan şimdiden ABD mezbahanesi oldu bile.
Ebulfeyz Elçibey, Raşit Dostum dahi Mustafa Kemali rol model aldıklarını ifade etmişler ve icraatları; ihanet ve cinayet olmaktan başka olmamıştır.
Diğer bir Mustafa Kemal hayranı olan Öcalan’ın bir komonist olarak devletsiz bir kominal toplum olşturmak istediğini sananlar büyük yanılgı içindedirler. Çünkü o devletsiz bir yaşamı savunmuyor. O, Kürdlerin devletleşmesine karşı çıkıyor. Kürdlerin devletleşmesine karşı çıkarken de, tek yaşam alanı olarak TC’nin hâkimiyet alanını, Kemalist cumhuriyeti gösteriyor.
Koçgiri, Piran, Dersim, Zilan… gibi katliamların/soykırımların birinci elden sorumlusunu övmek, halk adına hareket edip o halkın cellâdını övmek ve halktan kendi cellâdını sevmesini istemek ve “ Biz ne federalizm istiyoruz ne konfederalizm istiyoruz. Ayrı bir devlet de istemiyoruz. Bir devlet verseler de kabul etmeyiz. Biz halk olarak, Kürtler olarak Cumhuriyet içinde demokratik haklarını kullanabilen özgür yurttaşlar ve özgür toplum olarak birlikte yaşamak istiyoruz” diyor.
13 Aralık 2006 açıklaması..
“'Mustafa Kemal'e ulus-devletin kurucusudur diyorlar. O günün koşullarında doğrudur ama o, özgürlükçüdür. Onun için bağımsızlık ve özgürlük esastı. O da benim gibi çok okuyormuş, sabahlara kadar. Benim okuduğum türden kitaplar okuyormuş. Devletler, medeniyetler tarihi, politika üzerine ve daha bir çok kitap okumuştur. Benden çok okuyordu. Kendi döneminde ve koşullarında ne yapsın, ancak onları yapabildi. Avrupa medeniyetini, Batı medeniyetini hedef aldı, mürşit olarak bilimi gösterdi. Bugün yaşamış olsaydı, bizim yaptıklarımızı yapacaktı.”
10 Eylül 2003 konuşması..
“PKK, Cumhuriyetin temel niteliklerine bilimsel olarak daha yakındır. Atatürk'ün ilkelerine bilimsel temelde daha yakındır. PKK özellikle KADEK'le birlikte bilimsel çağdaş çizgiye daha yakınlaştı…”
Abdullah Öcalan'a, bu değerlendirmeleri yüzünden Kemalist olduğu söylenildi.. Ayrılıkçı çevrelerden gelen bu sözlere karşı Öcalan’ın cevabı “Kemalizm'i anlamadan hiçbir sorunun çözülemeyeceğinin altını çizmek”oldu..
30 Kasım 2005 tarihli konuşması....
“Benim Kemalist olduğumu iddia edenler, kendileri 1930'lu, 40'lı yılların Hitler ve Musolini anlayışını temsil edenlerdir. Kapitalist milliyetçi çizgiyi dayatanlardır ya da Stalin'in dar sınıf anlayışını temsil edenlerdir. Mustafa Kemal bir olgudur. Mustafa Kemal'i çözmeden Türkiye'de hiçbir sorunu çözemeyiz. Mustafa Kemal'in 1920'lerde emperyalizme karşı vermiş olduğu mücadeleyi kendi etnik kimliğinden bağımsız olarak değerlendiriyorum. Dünya halklarına örnek bir mücadeleydi… Mustafa Kemal'in 1920'li yıllarda oynadığı rolü 2000'li yıllarda oynayacak bir 'Kürt' Mustafa Kemal'e ihtiyaç vardır. Kemalizm'in güncelleştirilmesi dünya çapında bir ihtiyaçtır.'
8 Ağustos 2007 konuşması..
"Mustafa Kemal özünde bir kurtuluşçudur. Dönemin emperyalist devletlerine karşı bir kurtuluşçu ve cumhuriyetçidir. Bunun dışında Mustafa Kemal'e bir anlam yüklememek gerekir. Mustafa Kemal bunların dışında bir şey yapmamıştır, bunlardan daha fazlası da değildir. Mustafa Kemal ne Türk milliyetçisidir, ne solcudur, ne de başka bir şeydir..”
Öcalan'a göre, günümüzde herkesin kendisine göre bir Kemalizm tarifi bulunmaktadır. Fakat bu tarif Kemalizm'in ruhunu yansıtmaktan uzaktır.
24 Eylül 2003 konuşması..
'Kemalizmi başka türlü değerlendirmiyorum. Atatürk'ün 1920'lerdeki İzmit konuşmalarına bakın. Göreceksiniz, Kemalizm budur. Herkes yalan söylüyor. Profesörler yalan söylüyor. Bunlar Mustafa Kemal adına yalan söylüyor.' 'Bugün Kemalistiz diyorlar, en çok da ordu Kemalizmi dillendiriyor. Ancak bunların Kemalizmi anladıklarını düşünmüyorum. “
26 Aralık 2007 konuşması..
“Kemalizmi bir parantez içinde değerlendirmek gerekiyor. O dönem İngiliz ve Alman ekipleri güçlüydü. Buna rağmen belli ölçülerde Sovyetlere de dayanarak bağımsız bir çizgi ortaya koymaya çalışmıştır. Bunda belli ölçülerde başarılı da oldu. Önünde kapitalizmden başka bir seçenek de yoktu. Bazı ilkeler geliştirdi. Bağımsızlık 1930'lara kadar söz konusudur. Ondan sonra Türkiye Cumhuriyeti emperyalizme bağlanmıştır. Kemalizm'i bu parantez içinde algılamak, bağımsızlığını böyle değerlendirmek gerekiyor.'
11 Ocak 2008 konuşması..
"Bunlar Kemalist olmadıkları halde Kemalist olduklarını söylüyorlar, yalan söylüyorlar, neden gerçek fikirlerini ortaya koyamıyorlar? Ya gerçek Kemalist olsunlar ya da Kemalist olduklarını söylemesinler. Ben M. Kemal'in olduğu yerdeyim, O'nun kıyamet kopardığı noktadayım. Bunları dile getirdiğim zaman bana Kemalist oldu diyorlar.'
Tutuksuz yargılanmak üzere salıverilen Hizbullah zanlısı Müslümanların Kemalist, Apocu ve Amerikancı islamcılar medyasıında linç edilmesi, zihniyet düşmanlığından başka bişey ile izah etmek mümkün olmayacaktır. Apocular 100 bin kişi öldürse de, derin devlet 1 milyondan ziyade kişiyi katletse de sair medya nazarında masum sayılacaktır. Müslümanlar artık hakimin verdiği karardan ziyade medyanın takdirini hesaplaması gerekir. Hukukun kime ne kadar işleyeceğinin karar mercii artık bu ahzap medyasıdır. O zehirli çatal dilleri boyunlarına dolaşacak bir gün inşaallah.
( kaynak: çeşitli siteler)
(Hürseda Haber)