İmam Konuştu
Fatih Altaylı: “Bazı konularda Zaman’a yeniliyoruz. Ergenekon ve Balyoz davalarında Zaman bizi, sadece bizi değil tüm basını ezip geçiyor. Onlar kadar detaylı bilgiyi hiçbirimiz veremiyoruz. Sanık avukatları kendilerine verilmeyen delillere ancak Zaman Gazetesinin iyi gazeteciliği sayesinde ulaşabiliyorlar.” diye yazmış. Zamancılara göre “En hafif ifadeyle nezaketten yoksun cümleler kurmuş.” Başkalarına göre de temkinli...
Her hâlükârda zamancıların ellerinin ve kulaklarının en derin ve başkalarının ulaşamayacağı yerlere uzanabilecekleri gibi yaygın bir kanaat var. Helede kurumsal destekten yoksun olanlar tazyiklerine dayanamıyor.
Henüz yayınlanmamış kitapları haber alıp, taslaklarını toplama. Tasarı aşamasındayken bir projeyi baskınlarla durdumak. Mesnetsiz tutuklamaların vs. Hep emniyetteki “Cemaatçi” polislerin işi olduğu ile ilgili kanaat ve rahatsızlık, misakı Milli hudutlarını da aşınca Hoca Efendi namı diğer “İmam” konuşmak zorunda kaldı. Mübera izahlarda bulundu.
Kartel Medyasının tutuklamalarla ilgili mücadelesi ve direnmesi Avrupa’da da yankı buldu. Hükümete tenkitler arttı.
Zaten Kartel Medyasının Gücü; 102. Maddeden dolayı tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen Hizbullah Ana davası tutuklarının, dosyalarının okunmadan müebbedle sonuçlandırılmasında da pek bariz görülmüş oldu.
Ergenekon savcılarında görev değişikliği ve Hoca Efendin’nin Hüseyin Gülerce üzerinden açıklamaları sıkıntıyı ortaya koyuyor...
İslami birçok kişi ve kesimin Gülencilerin hışmına neden uğradığı bir türlü anlaşılamıyorken (Mesela yakın zamanda başörtüsü ile okula gitmeye çalışan kızlara provekatör deyip saldırmaları gibi)...
Gülen’in “Başkaları niye düşmanlık yapıyor komplo kuruyor, her fırsatta bu harekete dil uzatıyor...
Burada biraz da kendimize bakmamız lazım. Acaba bizim usul hatalarımız mı var? Bize olan bakış; yanlış yakalaşımlarımızdan mı, ihmallerimizden mi, o insanları “karşı cephe” olarak görmemizden mi kaynaklanıyor? Bunları düşünmeden, bir yönüyle kendimizle yüzleşmeden, kendimizi sorgulamadan hemen insanları, kabahatlarının mahkûmu haline getirmek doğru değil.”
Hoca’nın bu öz eleştirisi her ne kadar kendisini ağır tenkit eden laik kesimin gönlünü fethe mütalik ise de...
Bahsini ettiği şeylerden olumlu yönde bir tesir hasıl olmasını umud ederiz. Cemaatçi emniyetçiler ve cemaatçi medyası insaflı olur.
Özellikler rahmet ayına, Efendimiz(sav)’in Kutlu doğumu münasebeti ile Rahmani sevdaların peygamber âşıklarının faaliyetleini çoşturduğu bir sürece giriyoruz.
1 Nisan’dan 1 Mayıs’a kadar 25 ilede 65 ileçe’de yoğun anma ve anlama proğramları yapılacak.
Bakalım Zaman Medya grubu olayı görecek mi? Nasıl yaklaşım gösterecekler. Karalama kampanyası mı sürdürecekler yoksa kör sağır mı kesilecekler. Ekrem Dumanlı “Türkiyedeki derin çetenin göbeğinde medyatik bir yapılanması var” deyip Medyanın düzeltilmesi lazım geldiğini salık veriyor. Nasıl olacak bakalım. Heb beraber ilerde göreceğiz.
CHP Milletvekili İsa Gök meclis kürsüsünden Fethullah Gülene yüklenip itham ettikten sonra S Medyasının çırpınışları görülmeye değer idi. Belki empati yaparlar diye düşünmeden edemedim. Gülerce’nin diliyle Hoca “İnsafla ve izanla neyimiz eksikse onu söyleseler, biz de kendimizi Allah karşısında hesaba çekerek kendimizle yüzleşerek “neyimiz eksik”, “Bu mevzuda ne yapsak” desek. Okuma mı? Müzakere mi? Mukayeseli okuma mı? Fedekarlık mı? Ne eksikse bunlar bize rencide etmeden, kırmadan söylense. Biz bu yaklaşımı irşat sayarız. Eksiklipimizi giderme adına, bu hareketin içindeki insanların eksikliğini giderme adına bir irşat sayarız.” Bil mukabele. Empati yapın ve iktidar olma şehvetinin tesirinden kurtulun, göreceksiniz ki başkaları da sizden bunu bekliyor ve siz kendilerinden muzdarip olduğunuz kesimler gibi, aynı haksızlıkları yapıyorsunuz. Bakış açınızı değiştirin mübarek kutlu doğumda medyanız ve polisleriniz Peygamber Sevdalılarına eziyet etmesin zorluk çıkarmasın, iftira, kara propoganda etmesinler. Hoş görünüzü kütlü gariplere gösterecek misiniz, yoksa sadece laiklere karşı mı empati kurabiliyorsunuz.
(Hürseda Haber)