Yapıcıoğlu: El Nusra Bizi Müslüman Kabul Etmiyor

 

Olayla bir alakamız olmadığını söyledik. Detaylar hakkında hala bilgimiz yok. Çünkü dosya üzerinde gizlilik kararı var. O gün birkaç olay oluyor. Önce broşür dağıtan arkadaşlarımız bir grupla karşılaşmış bir arbede yaşanmış. Polis olay ciddi boyutlarda olmadığı için ‘dağılın’ demiş. Aradan ne kadar süre geçti bilmiyoruz ama silahlı saldırı gerçekleştiğinde bizim arkadaşlarımız olay yerinde değil. Ama Batman BDP il başkanı ilk açıklamasında, “Hüda Par’lılar uzun namlulu silahlarla düğün basıp halkı taradı” diyor. Gerçek olma ihtimali sıfır.

 

 

Çok kötü oyunlar oynanıyor. Bu eğer adli vaka değilse, siyasi amaçla yapan her kimse bölgede kaos çıkarmak, Hizbullah ile PKK’yı, bizi ve BDP’yi karşı karşıya getirmek istiyor. Dilerim kimse bu oyuna gelmez. O gencecik insanı öldüren cezasını en ağır şekilde çeker. Ama şu bilinsin bizi hedef gösterenler olayın gerçek faillerine yardım ediyorlar.

 

 

Nisan ayından itibaren partimizin binalarına fiili saldırı başladı. Tamamı faili meçhul. Ama twitter’dan Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi -PKK’nin gençlik yapılanması- ‘Suriye’de el Nusra saflarında Kürtlere karşı savaşan Hüda Par’ı cezalandırdık’ diyor. Mütemadiyen bu pompalanıyor. Henüz gençlik kollarımızı kurmuş bile değiliz. Bir senedir çarpışıyoruz ama haberimiz yok.

 

 

El Nusra’ya yardım ettiğimiz külliyen yalan ama bunu yayanlar da yalan olduğunu biliyor. Bir kere El Nusra bizi Müslüman kabul etmiyor. Biri çıkacak İslam adına savaştığını söyleyecek ama Müslümanları bu kadar kolay öldürecek. Bu olamaz. Kendilerince yol bulmuşlar, ‘Bu küfreyledi, bu bunu destekledi kafir oldu’ diye uyduruyorlar.

 

Çatışma ihtimali sıfır değil

 

 

O açıklamanın tamamında şunu söyledim: “Hizbullah ve PKK’yı çatışma ortamına çekmek için uğraş var ama dilerim böyle bir şey olmaz. Çatışma ihtimalini çok güçlü olarak görmüyorum. Ama sıfır da değildir.” Hizbullah adına ben konuşmaya yetkili değilim. Ancak bir taraf mütemadiyen diğerine saldırırsa diğeri ‘Yetti artık’ deyip cevap verebilir. Maalesef böyle bir ihtimal var.

 

 

Hizbullah’ın siyasi kanadı da, devamı da partisi de değiliz. Net söylüyoruz: İslamı referans alan, Müslüman kimliği ön planda olan, Kürt kimliği olan siyasi bir kadroyuz. Hizbullah dahil tüm İslami grupların, cemaatlerin sesi, temsilcisi, savunucusu olmak için bir çaba içindeyiz.

 

 

PKK ve Hizbullah çatışmasının devletin hesabına geldiği, bazı kamu görevlilerinin bunu istediği hatta bu ateşi körüklemek için gayri meşru yollara saptığı bir vaka. Ama devlet Hizbullah’ı kullandı iddialarına katılmam. Olmadığını net ifadelerle söyleyebilirim.

 

 

Deniliyor ki, Hizbullah devletin kontrolünde örgütlendi, JİTEM karargahlarına eğitildi... Hizbullah ilk silahlı eylemini İdil’de 1991’de yaptı. Eylemi yapan polis tarafından vuruldu. Daha ilk eylemde Hizbullah mensubu öldürülüyor ama mütemadiyen deniliyor ki “Devlet Hizbullah’a göz yumdu”. Bu nasıl göz yumma! 1994’te Hizbullah’ın 24 kişilik eylem timi yakalandı. Çok ağır işkencelerden geçti. Olaylara karıştığı kabul edilenlerin tamamı hala cezaevinde. Ama ne hikmetse devlet kurdu deniliyor.

 

Hizbullah yaptı denilen eylemlerin bir kısmını Hizbullah yaptı sanılsın diye devlet içindeki kirli bazı odaklar yapmıştır.

 

 

Genel olarak söylüyorum. Ama somut olay ortada. Bir müezzin devlet tarafından itirafçılara öldürültülüyor. Arkasından bunu PKK yaptı diye müebbet hapis cezası veriyorlar bir garibana. Hizbullah’a mesaj şu: ‘Misilleme yap, cevap ver’ . Devlet Hizbullah hakkında çok bilgi sahibi değildi, olaylar başlayınca bilgi edinmeye başladı. O güne kadar devlet PKK ile mücadele ediyordu. PKK ile savaşan birileri çıktı diye elbette sevinmiştir. Şuanda da devletin içinde tekrar bu çatışmalar canlansın, bibirini kırsın isteyen, alkış tutan yok mu, var.

 

 

 

Bir heyet Diyarbakır il başkanlığımızı ziyaret etti. Endişeleri şu: Sesimizi BDP’ye ve onun patronlarına nasıl duyurabiliriz diyorlar. Bu gerginliği yumuşatmak için, fitne ateşini söndürmek için kimin elinden ne geliyorsa ortaya koysun. Gerçekten bu halk ve ülke yeni bir çatışmayı kaldıramaz. Halkta bize karşı ciddi bir teveccüh var. Bunu gördükten sonra saldırılar yoğunlaştı.

 

 

HÜDA - PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, 10 gün önce Balgat’taki Genel Merkez binasına hırsızların girdiğini söyledi. Binadan plazma televizyonların çalındığı belirtilirken Yapıcıoğlu hırsızlığı ilginç bulmakla beraber herhangi bir böcek araması yaptırmadıklarını belirtti.

 

 

 

Büyük bir ihtimal Hizbullah tarafından yapılmış. Net bir şey söylemek mümkün değil. Hizbullah Gaffar Okkan olayını reddetmedi, inkar da etmedi. Ceza alanlar oldu. 28 Şubat sürecinde Genelkurmay’dan brifing almış yargı mensupların kararlarının sağlığı da tartışılır. Musa Anter cinayeti de Hizbullah’a yüklenmeye çalışıldı. 2000 yılına kadar Hizbullah kendisine yöneltilen hiçbir suçlamaya yanıt vermedi. Açıklama da yapmadı.

 

 

 

Bunu kullandıkları kesin. Bakın domuz bağı dedikleri şey çıkan temsili resimlerde var. Ama domuz bağının fiilen gerçekleştiğine dair ben dosyalarda en ufak bir bırakın delili, en küçük emareye rastlamadım. Öyle bir delili olan bunu ortaya koyardı.

 

 

İddia edildi, söylendi... Ama delil sunulmadı. Yok çünkü.

 

 

Evlerin altından çıkan cesetlerin bir kısmı Hizbullah tarafından sorgulanmış infaz edilmiş ve gömülmüş kişilerdi. Bunu inkar etmiyorlar. Fakat basında çıkan şekliyle domuz bağı falan bir şey yok.

 

 

 

Ben de onlara Ergenekon’un kızıl ayağı desem ne olacak? Ama aynı üslupla konuşmuyorum. Selahattin Demirtaş’ı, Meral Daniş’i 20 yıldır tanırım. O şahıslar için söylemiyorum ama Yalçın Küçük, Doğu Perinçek cezaevinde.. Neyle suçlanıyorlar? Bekaa’da kolkola bu isimlerle dolaşan ben miydim peki?

 

 

Bize KCK ve PKK’dan da suçlamalar oldu, onları muhatap almayız. Ama bunu BDP yapıyorsa üslubu düşürmeden cevabını veririz. Ortamın gerginleşmesini istemiyoruz. Bu kimseye fayda sağlamaz. Birileri gerginlik siyasetiyle prim yapacaklarını düşünüyor olabilir. Ama eğer gerginliği tırmandırırlarsa bumerang gibi döner onları vurur. (VATAN)