Gençlere sunulan çarpık rol modeller
Son günlerde Kore kökenli olan bir pop grubunun genç bireyler üzerinde bıraktığı kültürel dezenformasyondan söz ediliyor ve özellikle 12-18 yaş grubunda yer alan çocukların bu tür grupların tuzağına daha rahat kapıldıkları belirtiliyor.
K-Pop grupları ben kimim sorusuna cevap arayan genç bireylere, diğerlerinden farklı ve üst bir kimliğe sahip olacaklarını pompalayarak ağlarına takıyor ve kimliksizleştiriyor. Öyle sanıyorum ki hegomanik güçler Batı kültürünün kokuşmuşluğundan şikâyet eden halklara Doğu’dan bir model sunarak cinsiyetsiz bir nesil oluşturmak istiyorlar.
Gençlerin ilgisini çekecek söylemler geliştiren K-Pop grubu ergen bireyleri teste tabi tutuyor ve onların sıra dışı kıyafetlerini, mimiklerini, ifadelerini, özel yaşamlarını belli süreçlerden geçiriyor sonra da K-Pop’un bir üyesi olarak görüp öngörülen kurallara uymasını istiyor. Anlayacağınız cinsiyetsizlik ve kokuşmuşluk üzerine kurulan ilkeler adeta dinleştiriliyor ve genç bireylere aktarılıyor.
Ergenlik dönemi birey için önemli bir süreçtir ve Müslüman genç bu dönem aldığı eğitim ve seçtiği rol modeller vasıtasıyla kimliğini sağlıklı şekilde oluşturur ve hayatını gayr-i ahlâki esintilere kapılmadan sürdürür. Öz kimliğini sağlıklı şekilde oluşturamayan genç bireyler ise K-Pop gibi grupların tuzağına kolayca düşüyor ve buradan kolay kolay çıkamıyorlar. Zira bu tür gruplar madde kullanımını yasaklıyor, cinsiyetsizlik öneriyor, bağlılık için söz alıyor ve kendilerini bir din gibi göstererek kurbanlarını ellerinde tutmaya çalışıyorlar.
K-Pop, Batı’nın ahlâki kokuşmuşluğunu taklit eden genç bireylere bir alternatif olarak pompalanıyor ve adeta din gibi sunularak etkinliği artırılmaya çalışılıyor. Kore müziği üzerinden devam eden bu kültür ihracı devlet tarafından da destek buluyor ve nötr cinsiyet olarak tanımlanan sapkın bir akım yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Gence cinsiyetini kendi iradesiyle seçebileceği aktarılıyor ve LGBT’nin kullandığı gökkuşağı sembolleri kullanılıyor.
K-Pop’un Güney Kore’den doğmuş olması ön planda tutularak, asıl maksat dikkatlerden uzak tutulmaya çalışılıyor. Oysa İslam’ın öngördüğü değerler dışında ortaya çıkan bütün gruplar, bütün kültürel yapılar farklı kulvarlarda aksalar da aynı havuzda birleşiyor ve insanın tabiatını bozuyor dolayısıyla toplumu ahlâki kokuşmuşluğa sürükleyen kişi ya da grubun nerede ortaya çıktığının hiç bir önemi yok, hattı zatında hepsi aynı çukura akıyor… (Milli Gazete)