Kemalizm Kurbanı Kemal K.
Kemal K.’nın doğumundan 15 yıl önce CHP’nin İçişleri Bakanlığı bir ‘Dersim Raporu’ hazırlar. Raporda şöyle denir: “Dersim evvela koloni gibi nazarı itibara alınmalı, Türk camiası içinde Kürtlük eritilmeli, ondan sonra ve tedricen öz Türk hukukuna mazhar kılınmalıdır.”
Koloni bildiğiniz gibi sömürge demektir. Sömürge sayılan Dersim’e 1937-1939’da operasyon yapılır. Binlerce kişi öldürülür ya da sürgün edilir. Bölge fethedilir. Daha sonra beyinleri fethetmek için beyaz katliam denilen asimilasyon başlar. Uzun süre Dersim’de kalan kuvvetler yatılı okullar inşa eder. Çocuklar ailelerinden kopartılıp Batı’da evlatlık verilir. Zorunlu iskan yapılır. Kemalist öğretmenler köy köy dolaşıp topladıkları Dersimli kızları Elazığ’da yatılı okullarda eğitirler. Amaç yerel kimliği ve anadili unutturmaktır.
Beyaz katliamın genelde başarılı olduğu söylenebilir. Kanlı operasyondan 3 yıl sonra bir CHP’li heyet Dersim köylerinde inceleme yapar. Bu köylerden biri de Ballıca’dır. Heyet izlenimlerini anlatır: ‘Köy şimdiye kadar seyitlerin manevi ve iktisadi nüfuzları altında yaşamıştır. Lakin son askeri hareketten beri seyitler köye gelmeye cesaret edemiyorlar. Okullu çocuklar seyitlere baş düşmandırlar. Onları, hükümete haber vermekle korkutuyorlar. Bundan başka yeni yetişenler dağ Türkçesini de antipatiyle karşılıyorlar.’ İşte Kemal K. bu köyde, böyle bir ortamda doğmuştur.
Dikkat edilsin, Dersim’e koloni diyen ben değilim bizzat CHP’dir. İşte bu koloni denilen yerden çıkıp eğitilen Kemal K. bugün CHP lideridir. O CHP ki 1930’larda sadece Dersim’e değil, Türkiye’nin tamamına bir koloni gözüyle bakıyordu. CHP’nin kendine biçtiği rol ülkeyi küresel kapitalizm merkezleri adına koloni valisi gibi yönetmektir. Bugün de durum değişmemiştir.
Ünlü ırkçılık uzmanı Frantz Fanon’un ‘Zenci Deri ve Beyaz Maskeler’ adlı kitabında sömürgecinin beynini fethettiği kurbanlar anlatılır. Sömürge insanı sömürgecinin dilini öğrendikçe kendi anadilini aşağılar. Giderek sömürgeciden öğrendiği dil bilgi ve kültürle, anadil ise sadece duygu ve heyecanla özdeşleşir. Çağdaş toplumda akıl ve bilim, duyu ve güdülere göre üstün kabul edildiği için, sömürge insanı sömürgeciyi aynı şekilde üstün görür. Dil ve kültür birinci beyaz maskedir.
Sömürge insanı sömürgecilerin kültürünü özümsediği ölçüde kendisini onların bir parçası olarak görür. Onların her şeyini, hatta isimlerini bile almak ister. Örneğin Balkanlar’da zorla Slavlaştırılmış Türklerden bazıları kendi istekleriyle Gospodinov (Efendioğlu) ismini almışlardır. Dersim’deki CHP kolonisinde de Kemal K. soyadını değiştirerek bir Osmanlı askeri rütbesi olan Kılıçdaroğlu yapmıştır.
Fanon’a göre sömürge insanı sömürgeci toplumda yükselse bile ayrımcılığın anı ve etkilerinden kurtulamaz. Kendi geçmişinin vebalini yükleyecek bir günah keçisi bulmak zorundadır. Irkçılığın, kendisinin işbirliği yaptığı üst kesimlerden değil, olsa olsa sömürgeci toplumdaki alt kesimlerden kaynaklandığına kendini ve başkalarını inandırır. ’Hiç aydınlar ve uygar beyazlar katliam yapar mı, bu olsa olsa cahillerin, gelenekçilerin işidir’ diye düşünür. Bu rahatlama çabası eski sömürge aydınını sömürgeci toplum egemenlerinin tam hizmetine sokar. Egemenlerle beraber toplumun alt kademelerine, okumamışlarına sömürgecilik taslar. Böyle yaptıkça geçmişini unutur, rolünü benimser ve kendini gerçekten ‘beyaz’ sanır . Bu da ikinci beyaz maskedir. Kemal K. ve onun gibi davranan Dersimliler ve benzerlerinin dramı budur.
Kemal K.’ya bugün CHP’nin cumhuriyetten arındırılıp Amerikancı liberal hale getirilme görevi verilmiştir. Güvenilirdir, çünkü kimliği ve kişiliği yeniden yaratılmıştır, her şeyini onlara borçludur. Bu yüzden anadil sorunlarından kaynaklanan söz dizimi bozuklukları ve gafları affedilebilir.
Ama tüm ‘koloni’ aydınları gibi o da gibi işi bitince bir kenara atılacaktır. İşte bu nedenle Kemal K. hiçbir zaman gerçekte Kılıçdaroğlu olamaz. Onun kimlik sorununda aslında bir mağduriyet vardır ve Kemal K. başında olduğu partinin kurbanıdır.
(Akşam Gazetesi)