'Bir Numara' Kimdir?
Bir zamanlar medyada bir tartışma vardı. Ergenekon’a inanılıyor ve ‘Balyoz’ adı altında bir darbe teşebbüsünden söz ediliyordu. Her halükârda, ülkede demokratik rejim üzerinde vesayet kurmak isteyen bazı odakların bulunduğu açıktı. O halde ‘Bir numara’ kimdi? Teknik ve hukuksal konularda varsayım ve tartışmalar aslında yersizdi, bu konular yargının işiydi. İyi niyetli olsalar da bazı yorumlar hataya yol açabilirdi.
Bir medya mensubuna veya araştırmacıya düşen görev teknik değil siyasal analiz yapmaktır. Bilgi ve dosyaların tamamını elinde bulundurmayanlar da nesnel bir çözümlemeyle bazı gerçeklere yaklaşabilirler. Bu çerçevede kalarak ve kişilere yönelik bir iddiada bulunmadan aşağıdaki gerçekleri hatırlatmanın zamanının geldiğine inanıyorum:
‘Bir numara’ ülkenin son 36 yıldır bütün dönemeçlerinde rol almış, sadece ekonomik ve siyasal hayatta değil, fikir hayatında, sanat, kültür ve spor dünyasında da ön planda biri olmalıdır, çağdaş ‘Bir numara’ böyle olur. Ne 1930’lardayız ne de burası 1960’ların bir Latin Amerika ülkesi, burada ‘Bir numara’ olarak omuzu apoletli birini aramak abestir.
‘Bir numara’ 2002’den beri değil eskiden beri görevdedir, bir dönemde göreve başlayan ‘Bir numara’nın yerini sonraki dönemde bir başkasının alması kaçınılmaz olarak büyük bir iç çatışma yaratacaktır. Böyle bir çatışmaya tanık olmadığımıza göre ‘Bir numara’ bildiğimiz eski ‘Bir numara’dır.
Darbe ve vesayet konularında riskli örgütlenmeleri yönetmek kişisel kariyerlerinde her zaman kesin garanti arayan asker veya sivil bir bürokratların yapacağı bir iş değildir. Bu konuda inisiyatif her zaman sırtlarını sağlam yerlere dayamış olan işadamlarınındır. Bu nedenle ‘Bir numara’ asker değil, bir işadamıdır.
Benim saptayabildiğim bütün veriler ‘Bir numara’nın Ankara’da değil İstanbul’da olduğunu gösteriyor. Kendisinin bir işadamı olduğunu varsaydığımıza göre bu da doğaldır.
‘Bir numara’ kamuoyunu etkileyebilen biri olmalıdır ve bu etki gazetelere verilen ilanların veya toplantılarda yapılan konuşmaların ötesinde olmalıdır, ‘Bir numara’ medya araçlarını kontrol edebilmelidir.
‘Bir numara’ sadece kendi grubunun çıkarlarını değil ABD vesayetindeki sistemin çıkarlarını savunan biri olarak bu sistemde ileri gelenlerin tümüyle yakından ilişkili biri olmalıdır.
‘Bir numara’ küresel kapitalizmin değerlerini savunan biri olarak yerel değerlerden çok uzaktır. ‘Türkiye Türklerindir’ der ama ne Türk umurundadır ne de Kürt, hele İslamiyet’le ilgili değerlerin tam karşısındadır.
‘Bir numara’ dün Atatürkçü idi, bugün liberaldir, bir dönem muhafazakâr bir cumhurbaşkanını, bir dönem sol iddialı bir partiyi destekledi ama savunduğu değerler her dönem Batı’nın çizgisi oldu. ‘Bir numara’ olmak için bu şarttır.
Türkiye’de bürokratik bir vesayetin Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri devam ettiğini savunanlar inanılmaz bir kestirmecilik yapmaktalar. Bu görüşü kabul edenler 1950-60 arası dönemi ve 27 Mayıs darbesini nasıl açıklayacaklardır? Gerçek şudur ki, 1938’e kadar olan dönem 1938’de bitmiştir, artık tarihçilerin işidir ve 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonraki soğuk savaş koşullarında Türkiye’de sadece ABD vesayetinden söz edilebilir.
Dikkat edilirse, tüm sorunlarının asker vesayetinden kaynaklandığını söyleyenlerle, ülkeyi tüm bu sorunlardan kurtaracak olanların askerler olduğunu söyleyenler aynı odak tarafından manipüle edilmektedir. Bir ülkeyi esir almak için, kurumları birbirine düşürmek şarttır. İşte ‘Bir numara’ olmak böyle bir maharet gerektirir.
‘Bir numara’nın en büyük kurnazlığı insanları kendisinin var olmadığına inandırmasıdır. Ama ‘O’ seçim dönemlerinde ortaya çıkar. En zor anlarında bazı medya figürleri kendilerini ön plana atarak onu gizlerler. Bazıları da ‘Bir numara’yı değil çevresini suçlayarak onu korumayı becerirler. ‘Bir numara’yı ve taktiklerini anlamak için bu insanlara bakacaksınız, onlar patronlarını ele verirler.
‘Bir numara’ uygulayıcıdır, ekonomik iktidarın siyasal sözcüsüdür. Başka bir deyişle bir ‘Bir numara’ vardır, ‘bir numara’dan içeri.
(Akşam Gazetesi)