Etnik kimlik tutmadı Mezhep devrede
Mehsa Emini’nin ölümü üzerine başlatılan etnik kimlik kışkırtıcılığı tutmadı, mezhepçilik devreye sokuldu. İran sokaklarının yatışmaya başladığı süreçte eş zamanlı olarak karakollar hedef alındı.
ABD’nin ulus devletleri parçalamak için kullandığı iki önemli aracı var: Etnik kimlik ve mezhep... Suriye ve Irak başta olmak üzere birçok ülkede buna tüm dünya şahit oldu. Washington, bu yöntemlerden ilkini Mehsa Emini'nin hayatını kaybetmesi sonrası İran'da başlayan şiddet eylemlerinde devreye sokmak istedi. Emini'nin Kürt olması üzerinden oluşturulmak istenen iç çatışma ve kaos, İran halkının devletine sahip çıkması ve devletin de bir dizi önlemler alması sonucu hüsrana uğradı. Yaklaşık 10-12 gün süren gösteriler, kontrol altına alındı. Şimdi ise ikinci plan devreye sokuldu. Yani mezhep... Bu seçenek de önceki gün (Cuma) İran'ın Zahedan kentinde uygulanmak istendi. Ama en baştan belirtmeliyim ki kanlı bir son olsa da İran, bu girişimi de bastırmayı başardı.
ZAHEDAN’DA TERÖR SALDIRILARI
Sünnilerin ağırlıklı olduğu, Zahedan kentinde toplumun kılcal damarlarına terör saldırısı yapıldı. Önce cami cemaatine yönelik başlatılan silahlı eylem ardından polis karakollarına yöneltildi. 16 karakola yapılan saldırı güvenlik güçlerinin karşılık vermesiyle uzun süreli bir silahlı çatışmaya dönüştü. Bir araç çatışma sırasında teröristlere silah takviyesi yaptı. Araçla getirilen silahlar teröristlere dağıtıldı. Teröristler öyle hazırlıklı gelmişti ki keskin nişancıları dahi vardı. Çok sayıda teröristin ölü ve sağ olarak etkisiz hale getirildiği terör eylemlerinde onlarca güvenlik gücü ve insan hayatını kaybetti. Üst düzey istihbarat subaylarının da hayatını kaybettiği terör eyleminde, 30’un üzerinde insan da yaralandı. Ceyş-ul Adl diğer bir deyişle Ceşy-ul Zulm’un üstlendiği terör saldırısı sonrası şehirde sükûnet yeniden sağlandı.
ÖZGÜRLÜK MASKESİ ALTINDA YATAN GERÇEK
Saldırının hemen ardından bazı sosyal medya hesapları yine harekete geçirildi. İşi o kadar ileriye taşıyanlar vardı ki teröristlerin rolünü gizlemek için adeta kırk takla attılar. İran güvenlik güçlerinin “Sünni” halkın üzerine yaylım ateşi açtığı yalanını servis ettiler. “Şialar Sünnileri katlediyor” yalanı üzerinden yaygara kopardılar. Niyetleri mezhepsel bir çatışma başlatmak. Her olayda gerçeklere gözünü kapatan kimi çevreler, İran’da kaos çıkması için adeta el ovuşturuyor. İran’da ABD destekli bir yönetim sistemi ve hükümetinin oluşturulması isteniyor. Böylece daha özgürlükçü bir yapıya kavuşulacağını savunuyorlar. Halbuki ABD, Irak, Afganistan, Vietnam ve Suriye’ye kan ve göz yaşından başka bir şey götürmedi, İran’da da benzerinin olmasını istiyorlar. Milyonlarca Iraklı ve Afgan kadına ABD askerleri tarafından tecavüz edildi. Aynı tablonun İran’da da olması için her yolu deniyorlar. Sığındıkları “Özgürlük” ve “İnsan hakları” maskesini kaldırınca ortaya işte bu gerçeklik çıkıyor. Herkes şapkasını önüne koyup, İran’da kukla bir ABD yönetimi olduğu takdirde Türkiye’nin hali nice olur, bir düşünsün. Suriye’de yaşananların ardından ödediğimiz ve ödemeye devam ettiğimiz bedel ortada…
Tesadüfe bakın ki, Türkiye/Mersin, Rusya/İjevsk, Afganistan/Kabil ve ardından da İran/Zahedan’da peş peşe terör saldırısı yapıldı. İran’da yalan haberler üzerinden başlatılan ve uluslararası alana taşınan Mehsa Emini eylemlerinde yeri göğü inletenler bu saldırılara karşı kör, sağır ve dilsiz davrandılar. İran’daki sözde şiddet eylemlerini “Halkın çığlığı” başlığıyla haber yapan televizyon ve gazeteler neden bu terör saldırılarına karşı bir eylem örgütlemiyor? Aksine, bu olayları adeta bu ülkelere reva görüyorlar. Çünkü bu ülkelerin günahı çok büyük. Zira ABD’ye karşı kararlılıkla direnmeye devam ediyorlar. Dünyada üst üste yenilgiler alan ABD’nin ise bu son çırpınışlarıyla saltanatını sürdürebilmesi mümkün değil. Washington dönsün önce kendi ülkesindeki insan hakları ve özgürlük ihlallerini çözsün.
ÜST DÜZEY YETKİLİYE SUİKAST PLANI
İran’daki Mehsa Emini olayı sonrası ortaya çıkanlar nasıl bir tezgah kurulduğunu gözler önüne serdi. PJAK, KOMELA, İ-KDP ve PAK'ın aktif rol aldığını şiddet eylemlerinin önceden planlandığı ortaya çıktı. Enformasyon Bakanlığı’nın açıklamasına göre, göstericiler içinde ABD ve İsrail’in Irak’ta bulunan üslerinde eğitim almış bir üst düzey terör yöneticisi yakalandı. Bununla beraber Almanya, Polonya, İtalya, Fransa, Hollanda, İsveç vb. ülkelerden 9 yabancı uyruklu eylemci tutuklandı. İki molotof kokteyli üretim atölyesi, çok sayıda makineli ve pompalı tüfek ile 36 kg patlayıcı bulundu. Yapılan incelemelerde üst düzey bir devlet yöneticisine yönelik suikast tasarlandığı tespit edildi. Ayrıca iki yolcu uçağının birbiriyle çarpıştırılarak adeta bir katliam planı yapıldığı bildirildi. Önceden internet kesintileri olabileceğini değerlendiren ABD’nin eylemcilerin kullanabilmesi için internet filtresi kırıcılarına gerekli bütçe konusunda kesenin ağzını bolca açtığı ve Twitter'da her kullanıcı için mesaj gönderme kapasitesini on kat artırma talimatı verdiği saptandı.
ÖĞRENCİLERİN ÇOĞU SERBEST BIRAKILDI
Hızlı bir şekilde harekete geçen yargı ve güvenlik güçleri ise eylemlere öncülük eden kişileri gözaltına aldı ve tutukladı. Eylemlerde şiddete karışmayan kişiler peyderpey salınmaya başladı. Özellikle üniversite öğrencilerinin çoğu, ifadelerinin ardından ilgili üniversitelerle koordine halinde serbest bırakıldı. Her seferinde kaos planlarını sil baştan yapan ABD, İran’ın üzerine gelmeye devam ediyor. Ancak her seferde de İran milletinin daha da çelikleştiği görülüyor.
3 DEVRİM MUHAFIZI KOMUTANI ÖLDÜRÜLDÜ
Devrim Muhafızları Ordusu'nun Kudüs Karargahı'ndan yapılan yazılı açıklamada, dün Zahedan kentindeki Mekki Cami yakınında çıkan çatışmada Devrim Muhafızları Ordusu mensubu Muhammed Emin Azerşeker ile Muhammed Emin Arifi'nin de hayatını kaybettiği belirtildi. Açıklamada, sivil can kayıplarına ilişkin bilgi verilmezken saldırıda 32 kişinin de yaralandığı aktarıldı.
Öte yandan yarı resmi haber Ajansı Tesnim'in, güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberinde, çatışma sırasında bölgede faaliyet gösteren ayrılıkçı "Ceyşu'l Adl" örgütünün iki üst düzey üyesinin de öldürüldüğü ifade edildi.
Devrim Muhafızları Ordusu'nun Sistan-Beluçistan eyaletindeki istihbarat komutanı Albay Ali Musevi'nin de önceki günkü saldırıda öldüğü açıklanmıştı. (Ajanslar)