Suriye'de ABD-PKK ittifakı
Geçenlerde The Independent gazetesi diyor ki, “hemen her konuda anlaşmazlık yaşayan Rusya ve ABD, PKK’nın Suriye kolu hakkında hemfikir.”
Yetkililer ne kadar farkındalar bilmiyorum ama bu cümlede Türkiye için ölümcül riskler var. Türkiye’nin Suriye politikası komple çöktü. Ancak gelinen noktada daha büyük tehlikelerle karşı karşıyayız.
Esad’ı devirelim derken Kürt Sorunu ve PKK terörü bambaşka boyutlara taşınıyor. Suriye’deki gelişmeler bölgeye yeni bir Kürt devletini (en azından özerk bir Kürt devletini) hediye ediyor.
KÜRT-AMERİKAN SİLAH ARKADAŞLIĞI
Türkiye, PYD ile PKK arasında bir fark olmadığını, ikisinin de terör örgütü olduğunu tekrarlayıp duruyor. Ancak ABD ile Suriye’deki Kürtler arasındaki ilişki basit bir hava desteğinin çok ötesine geçiyor. ABD 1 yılı aşkın bir süredir PKK/PYD ikilisi ile askeri ilişkilerini sürdürüyor. Hatta Kobani başta olmak üzere PYD’nin kontrolündeki belli başlı yerlerde ABD istihbarat istasyonları mevcut. Hava bombardımanlarında Kürtlerden de yararlanılıyor.
Geçtiğimiz hafta IŞİD’e yapılan askeri bir operasyon bu açıdan çok anlamlıydı. Çünkü o operasyonda Amerikalı özel güçler ile Kürt PYD militanları omuz omuza çarpıştılar. Yani silah arkadaşı oldular.
Daha önceki hafta ise Amerikalıların PYD’ye havadan silah yardımında bulunduğunu öğrendik.
Kısacası Amerika ile PKK’nın Suriye kolu işbirliğinden askeri ortaklığa geçmiş durumda.
Türkiye’nin itirazları Washington’ı rahatsız etmiyor değil. ABD, Türkiye’yi kaybetmeden Suriye Kürtlerini kazanmak istiyor. Görünüşe göre nihai hedef Suriye’nin kuzeyinde Irak ile Hatay arasında uzanan siyasal bir Kürt varlığı. Bu varlık özerk, federal, konfederal veya tam bağımsız olabilir. Ancak istenen Irak Kürdistanı’ndan daha az güçlü olmayacak bir Kürt yapısı.
Amerikalılar Türkiye’yi susturabilmek için şimdilik PKK ile PYD arasında fark olduğu argümanını işliyorlar. Ayrıca PYD’ye doğrudan silah yardımı yapılmadığını utangaç bir şekilde savunuyorlar. Elbette bunların hiçbirinde inandırıcı olamıyorlar. Ancak bunu ne kadar önemsiyorlar derseniz çok değil. Çünkü Türkiye’yi ikna etmek çok kolay. Türkiye, içeride ve dışarıda sıkışmış bir ülke. Erdoğan-Davutoğlu politikaları nedeniyle Türkiye kendi oyunlarında hep altta kalıyor ve günün sonunda hiçbir taviz koparmadan ABD’nin ve Avrupa’nın isteklerine boyun eğiyor. Özellikle PKK terörü ile boğuşurken ve Rusya Suriye’ye silahlarıyla girmişken Türkiye’nin ABD’ye fazla itirazda bulunması zor görünüyor.
RUSLAR DA DEVREDE
Sadece Amerikalılar değil, Ruslar da Suriye’de bir Kürt devletinden memnun. İşin aslı Rusya, PKK’yı hiçbir zaman terör örgütü olarak görmemişti. Nitekim önceki hafta Rus Büyükelçi PKK’yı ve PYD’yi terör örgütü saymadıklarını açıkça ilan etti.
Bunda şaşıracak bir şey yok. Rusya, en az 200 yıldır Kürtleri Türkiye’ye karşı dengeleyici bir unsur olarak kullanmanın yollarını arıyor. Dolayısıyla Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devleti şimdilik ABD’ye yakın dursa da uzun vadede Türkiye’yi zayıflatacaktır ve kuzeyde Rusya’ya karşı elini güçsüzleştirecektir.
Rusya, Suriye’deki hava operasyonları sürerken bir yandan da PYD ile görüşüyor. Rusya PYD’ye hem askeri yardım teklif ediyor, hem de Moskova’da temsilcilik açmalarını istiyor.
Sonuç olarak, tüm bu yaşananlar Türkiye’yi kızdırıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan hem ABD’ye kızıyor hem de Rusya’ya karşı sert açıklamalarda bulunuyor. Bu açıklamalar iç siyasette belki birilerini mutlu ediyor, ancak dışarıda iyice karmaşıklaşan PKK ve Kürt Sorunu devreye ABD ve Rusya’nın girmesiyle birlikte yeni sorunlara davetiye çıkarıyor. Benim korkum ise Suriye’de Kürt devletini engelleyeyim derken Türkiye’nin bu kez de başını Rusya ve ABD ile belaya sokması. Yani PYD ile nasıl mücadele edeceğiz derken kendimizi bir anda ABD veya Rusya ile karşı karşıya bulabiliriz.
(HABERDAR)