İnanç ve Düşünce Birliği
Toplumların kitleler hâlinde dağıldığı ve savrulduğu bir zamanda bunu hızlandıran nedenler oldukça fazla. Bunun birçok nedeni bulunuyor. Müslümanların dağınıklığı, ilkelerin giderek zayıflaması, soğuması ilgisizliklere neden.
Bölgemizin Müslümanların dayanışmalarını sağlayacak birçok nedeni bulunuyor. Onları güçlü ve etkili kılan manevî güç.
Günün dalgalarına kapılanlar daha çok dalgaların etkisini ve onların oluşturduklarını görüyor, bundan ötürü de güçleri kırılıyor, etkileri azalıyor. Kendilerini güçlü kılacak olan maneviliği kuşanma, olumsuzluklardan sıyrılma ve uzaklaşma, kendileri olmaları önem kazanmakta.
Dağılmalarına neden olan, lokal diyebileceğimiz kimi güçler ve buna bağlı oluşumlara olan kapılmalar Müslümanların işlerini zorlaştırıyor.
İslâm medeniyet düşüncesi onlar için en önemli ve büyük bir güç. Bir araya gelmenin tek yolu. Mümkün olduğunca birlikteliği sağlayacak adımların atılması, düşünüşlerin yoğunlaştırılması, inanç ve iman bilincinin yeniden ivme kazanmasıyla olabilir.
Müslüman olma başlı başına bir güç ve bir bilinç kaynağı. Orada birçok unsur kendiliğinden devre dışı kalıyor. İnsanlık Hakikat Medeniyeti etrafında bütünleşince gücüne güç katıyor.
Günümüz yaşama yöntemlerinde insanî olmayan daha çok çıkara ve sömürüye dayalı, insanlığın zararına olan olumsuzluklarla donanımları işleri doğal olarak zorlaşıyor.
İnsanların ayrışmalarına, bölünmelere neden olabilecek çok şey var.
Özellikle de insanlığın zararına olan, insanın ruhunu çürüten, iliklerine kadar boşaltan yaşama biçimleri, anlayışlardı hayatın sanki doğasıymış gibi kabul görmekte ve buna da inanılmakta.
Çeteler, mafya örgütleri, silâh sektörleri, ilâç sanayii ve sektörleri, sömürü çarkının asıl görünen yüzünü oluşturuyor. Daha da önemlisi mafya ve çetelerin beslendiği kimi kaynaklar var ki bunlar insanlık için çok daha tehlikeli.
Bugünün en çok tehlikeli olanlarının başında mafya örgütlerinin merkezinde yer aldığı eroin, yani beyaz zehrin ticaretinin çok doğalmış gibi yapılması. Bu büyük ve kan emici sektörde asla acıma ve merhamet yoktur. İnsan yoktur.
Bu güç, devletleri de etkisi altına alır, onları yönlendirir, kendine mecbur hâle getirir. Bunların üzerinde siyaset dahi yapılamaz. Çünkü silâhların konuştuğu bu alanda insanların kendi canlarını tehlikeye atma gibi durumları bile söz konusu.
İslâm inancının yüceliği insan ve insanın korunması üzerinedir. İnsanlığın zararına olabilecek hiçbir olumsuzluğa izin verilmez.
İnsanların ise saf ve katışıksız olarak bağlanmaları, zorlukları olsa da işlerini kolaylaştırır. İman ve inanç, bunun en önemli göstergesidir.
Günümüz toplumlarındaki ayrışmalarda İslâm’dan uzaklaşıldıkça insanlığın çürümesi, dağılması ve toparlanamaması başlıca neden. İnsanların kimi duyarlılıkları da çıkarlara âlet edilmektedir.
Yakın zamanda başlayan yeni dalga, modernleşme, sekülerleşme, çıkarcı anlayışı asıl çürümenin oluşumu.
Irkçılık ise bunu daha da hızlandırıyor. İnsanlar bağlı bulundukları medeniyetlerini değil, arkaik döneme pagan düşünüşler yönelmekte ve bunu da önemsemektedir.
Mafya örgütlerinin çıkarları asıl imanlarıdır. Onlar, kitleleri kendi çıkarları uğruna çok rahat yönlendiriyor ve hatta harcıyorlar. Çünkü onlar da çıkar alanlarıdır.
Türkiye siyasetinin asıl sorunu da budur. Son yüz yılı bu anlayış üzerine kuruludur. Çıkarına ters düşen ne varsa onu devre dışı bırakmak için her türlü yolu denerler.
Müslümanların güç kazanabilmeleri için yeniden Hakikat medeniyeti etrafında bütünleşmeleridir. Ülkeler de buna tabi olacak, birlikte yol almaya bakacaklardır. Bu, onlara güç kazandırır, geleceklerini güven altına alır. Yoksa hep birlikte un ufak olup giderler. (Milli Gazete)