İnsan, İnsanlık Sizin Neyinize
Bu çağırım geneldir.
İnsan’dan insanlık sorumlu. İnsan olan insandan söz ediyoruz.
İnsanı insan yerine koymayanların düşüncelerinin çarpıklığı öteden beri var. Öte diyoruz insanlık tarihinin bir sorunu. Sapkınların, çıkarcıların, sömürgecilerin, insan kanına susayanların, zalimlerin elbette böyle bir sorunu olmaz.
Ne ki, Müslüman toplumların ayrışması, birbirlerine çeşitli nedenlerden ötürü hasım kesilmeleri başka çarpıklıklar getiriyor. İnsan ortak kavram olmaktan çıkıyor. İdeolojik, ırkçı, çıkarcı, bana necilerin ayrışmaları oldukça yaygın ve etkili.
Irkçıların genel yaklaşımında: “Onlar Arap, Araplardan bize ne?” Bu düşünüş, türlü şekillerde yorumlanabilir. Onlar insan değildir, bizi ilgilendirmez. Müslümanlara ait oymayan kavramlarla düşünmeye ve bakmaya da neden olur. “Ne halleri varsa görsünler” vs. Oysa insan, insandan sorumludur. İnsan, insan için vazgeçilmez asıl unsurdur.
Mazlum olan her insanın yardıma, korunmaya ve desteğe ihtiyacı vardır.
Emperyalizme tutkun insanların kaçış yolları ve nedenleri çoktur. Felâketlerin bir gün gelip kendisini bulacağı düşünülmez. Hani şöyle bir deyim var: “Düşmez kalkmaz bir Allah”. Yani düşen de, kalkan da insan.
İnsanlığın gerçek anlamda kurtuluşa gereksinimi var. Çünkü insanlığın başına belâ olan sömürgecilik ruhunun çok kapsamlı ve geniş anlamlar içerdiği ortada. Sömürgecilik sadece toprakların işgaliyle olmuyor. Ruhların, bilincin, düşünülerin de olabiliyor.
Çokuluslu, yabancı sermayenin işgalindeki topraklarda özgürlükten söz edilemez. Ancak bu, dolaylı bir köleliktir. Yabancıların işgal ettiği bu toprakların fabrikaları artık bu halka ait değildir. Sanayisi, teknolojisi, bilişimi işgal altında. Kendi olamayan toplumların emperyalizm ve sömürgeciliğe karşı dirençsizliği ve teslimiyeti kölelik ruhunu içerir.
Kimse özgür olduğunu sanmasın. Gazze işgali sürecinde Yahudi sermayesinin merkezini oluşturduğu kurumların isim listeleri boy boy yayımlanıyor. Ve bunlar bütünüyle bir ülkeyi kuşatma altında tutmaktadırlar.
Türkiye’de ÜLKER grubunun ürettiği ColaTurka’nın başına gelenler genelde bilinmiyor. Bu ülkenin bakanları tarafından tehdit ediliyor, üretimden vazgeçilmesi için ağır yaptırımlar uygulanıyor, zorunlu olarak bu kuruluş, zararına elden çıkarılıyor. Hem ağır bir yaptırım ile vergilendiriliyor hem de zararına satışına neden olunuyor. Yabancı bir sermaye el koyuyor.
Tütününü kendisi üretemeyen, kendi sigara fabrikalarını kapatan, yabancı sermayenin işgaliyle yaşanıyor. Hiç kimse bunun farkında değil, keyifle yabancı sermayenin tütününü tüttürüyor.
Şimdi bu soruyu sormanın tam da zamanı? Siz köle misiniz, değil misiniz? Siz yabancıların işgali altında mısınız, değil misiniz? Siz bu sermaye güçlerinin katkılarıyla savaş tehditleri altında mısınız, değil misiniz?
Genç kuşaklar anımsamaz, belli yaşın üzerindekilerin unutkanlıkları da işin cabası. Kıbrıs’ta soykırım işlenirken bir savunma hakkıyla barış harekâtı yapıldı. Oradaki insanlar bir zulümden kurtarıldı, devlet sahibi oldular yeniden. “Bize ne Araplardan” diyenler merhum Kaddafi’nin omzunda toplar taşıdığı, uçak benzini ve lastiği verdiğini unutmuş görünüyorlar. Siyonizm ve İsrail’e karşı direniş içinde olan Kaddafi bertaraf edilirken, ne yazık ki Türkiye de katkıda bulundu.
Dünyanın neresinde olursa insan, insandır. Mazlumların her yerde korunmaya gereksinimleri vardır. Onların dinlerine, soylarına, renklerine bakılmaksızın yardıma koşmak zorunluluktur. İnsan sorumluluğundadır.
Emperyalizm için insan yoktur, çıkar vardır. Sömürgecilik için insan sadece aracı bir araçtır. Batı ruhu ve düşüncesi sömürge ve emperyal ruh taşımaktadır. İnsanlığın sınırlarını ve haklarını zorla elde etmeye bakar. Onun içindir ki, insan bizim asıldır ve asıl değerdir. (Milli Gazete)