Umutsuzluk Bize Haram
Bir savaş var tek taraflı süren. Saldırganların gücü ve durumu ortada. Bir de savunma içinde bulunanlar var. Yalnız ve bir başına.
Bir taraf korku salar, sürekli insanlığı yıldırır, umut yollarını kapatır, soluk aldırmaz. Baskıyla insanlığı egemenliği altında tutar. İnsanlık umudunu yitirince olanlara razı olur, âdeta ölümünü bekler. Ya da kendilerine belirlenen bir sınır içinde yaşamaya mahkûm olmak için teslim olmasını ister.
Özgürlüğüne ve bağımsızlığına düşkün insanların sınırları ve ufku sonsuzdur. Ölümlü dünyada her gün ölümü yaşamak yerine özgürlüğün kapılarını aralayacak bir ölümü göze alıyor. Bu, salt bir bireyin, çevrenin topluluğun sorumluluğu değil, insanlığın geneli için geçerlidir.
HAMAS’ı zamansız saldırı yapmakla suçlayanların görmek istemedikleri tek şey kapanın her geçen gün daraldığı, evlerine gelip kondukları, dışarıdan getirilen yerleşimcilerin yerli halkın evlerine yerleştirildiğidir. 1947 yılında Filistin topraklarının yüzde beşinde yaşayan Yahudiler, bugün için büyük bölümünü işgal etmişlerdir.
Emperyalizm, insanlığın sınırlarını tanımaz. Sınırlarını kendine göre belirler, insanları ona göre yeryüzünü bölümler, paylaşır. Payın büyük kısmı kendilerine, kalanı ise güdümünde olanlara, çok azını da kölelerine bırakır.
Müslüman toplulukların büyük kesimi bu anlamda kırıntılara razı edilmişlerdir. Saltanatlarını sürdürebilmeleri, kırıntılarıyla avunmayı tercih etmişlerdir ve ediyorlar.
Yeryüzü, insanlığın ortak mülküdür.
Umutsuzluğa razı olanlar köleliği tercih ediyorlar. Kendilerine belirlenmiş sınırlar içinde öylesine yaşamaya razı olurlar. Bununla yetinilmez, insanlık kendilerine bir köle işlevi görmesi için ona göre de konumlandırılır.
Özgürlüğe düşkün kahramanlar insanlık için örnektirler. Kendilerini feda etme uğruna büyük bir iş başarırlar. İnsanlığın yolunu açarlar, örnek olurlar, genel bir direnişin başlangıcına neden olurlar.
Mazlum topluluklar, birbirlerinin hâllerini iyi bilir ve anlarlar. Amerika’da Kızılderililer güçleri oranında bir gösteride bulundular. Onlar, insanlığa hem kendi geçmişlerini ve durumlarını anımsattılar hem de bir uyarıda bulundular.
HAMAS’ın çıkışı büyük bir olay. Bu, sadece kendileri açısından değil, insanlık açısından önemli bir girişim.
Emperyalizmin, zalimlerin zulmünün gerçek yüzünün daha açık ortaya çıkmasını sağladı. Sinsi yılanı yuvasından çıkardı, gerçek yüzünü insanlığa gösterdi. Emperyallerin keyfini kaçıran bir uyanışa neden oldu.
Özgürlüklerine düşkün olduğunu iddia eden, bunu gururlu ortaya koyan Türklerin bugün içinde bulunduğu tuhaflığı ve çelişkileri göstermesi bakımından ilginç. Uyutulma konusunda müthiş bir karabasan içinde yitip gittiler. Mazlum halkı suçluyorlar. Emperyalizmden yana tavır koyuyorlar. Çeşitli bahaneler ileri sürüyorlar.
Çanakkale saldırısını İngilizler planlı olarak başlattı. Siyonizm ile birlikte planlar yaptılar. Osmanlı gücünü ve ordusunu oraya doğru yoğunlaştırırken bir yandan güneyimizde Suriye ile Filistin hamlesinde bulunuyordu. Dahası Çanakkale saldırısı sırasında Yahudiler İngilizlerin yanında “Katır Birliği” ile yer aldılar. Bu konularla ilgili çıkacak olan Yedi İklim Filistin Özel sayısında göreceksiniz.
Osmanlı’yı içten kemiren ırkçıların, İttihatçıların emperyalizmin önünü ve yolunu açan hamleleri de fark edeceksiniz.
Oyun büyük ve uzun zamanlıdır.
Müslümanlar için umutsuzluk, insanlık adına haramdır. (Milli Gazete)
NOT: Alıntı makaleler Hürseda Haber'in yayın politikasını yansıtmayabilir.