Türk-Amerikan ilişkileri tam istediğimiz gibi!.
Türkiye’nin büyük şeytanla dostluğu düşmanlığa dönüşüyor elhamdülillah. Rabbim bu düşmanlığı daim etsin!. Düşmanlığımızı nazardan korusun!. İttifaklarımızı bozsun!..
Büyük şeytandan uzaklaşmak dilerim bizi Rahman’a (cc) yaklaştırır. İnşaallah büyük şeytandan uzaklaştığımız gibi onun askerlerinden ve küçük şeytanlardan da uzaklaşırız.
Bu uzaklaşmada pay sahibi olanlara müteşekkiriz. Velev ki, buna sebep olan FETÖ olsun. (belki de hayatımda ilk ve son kez FETÖ’ye teşekkür ediyorum!..)
Yine tarafların uzaklaşmasına katkılarını esirgemeyen Sayın Cumhurbaşkanı ve defolan defolu ABD büyükelçisine de teşekkür ediyorum.
İki ülke arasında yükselen düşmanlığın başta incirlik olmak üzere bütün fesat üslerinin kapatılması ile taçlandırılmasını bekliyor ve umuyorum.
En geç önümüzdeki 15 Temmuzun Fesat yuvası büyükelçilik, konsolosluklar ve tüm üslerin kapatılacağı gün olmasını diliyor, o gün milletin çifte bayram kutlamasını umuyorum.
Türkiye’nin birçok il ve ilçesinin kurtuluş bayramı günleri vardır. Bunlar mahalli bayramlardır. Ancak bütün milletin kurtuluş bayramı yani milli bir kurtuluş günümüz yoktur. ABD’den kurtulduğumuz gün milli bayram günümüz olsun inşallah!
Darısı Türkiye İsrail ilişkilerinin başına diyelim.
Türkiye’nin başına gelen her belanın her musibetin her felaketin arkasında bunlar var. Darbelerin arkasında bunlar terör örgütlerinin arkasında bunlar var.
Umarım Türkiye yeni ittifaklar ararken şu ilkeyi esas alır. Dünyada her kim büyük şeytan ABD ve İsrail’ e düşman ise o ülke ittifak kurulmaya elverişli kabul edilmelidir.
Bu konuda başta komşularımız olmak üzere yakından uzağa ABD- İsrail ile sorunlu olan devletlerle iyi ilişkiler kurulmalıdır.
Türkiye gerçekten lider ülke olmak istiyorsa ABD-İsrail tasallutu altında yaşayan devletlerin kurtuluşuna örneklik ve önderlik yapmalıdır.
Büyük şeytana düşmanlık farzdır. Rabbimiz şeytan için “çünkü, o, sizin için apaçık bir düşmandır;" buyurmuş. Türkiye yıllarca bu emri ilahiye muhalefet ettiği için çok ağır bedeller ödemiştir.
Dünyayı, dümeninde Amerika’nın olduğu gemiye benzeterek “ya bu gemiye biner kurtulursun ya da okyanusta boğulursun” diyenler halt ettiler. Amerika onları öyle bir bataklığa sapladı ki onlar tertemiz okyanus sularında değil lağım çukurlarında boğuluyorlar. Hem de alçaltılarak, zillet içerisinde boğuluyorlar.
Amerika’yı “kartondan kaplan” olarak niteleyenler, her seferinde açıkça meydan okuyanlar hatta ABD askerlerinin başına çuval geçirenler izzetlerine izzet kattılar. Düşmanlarının ödlerini patlattılar.
Rotasını kaybetmiş, dümeni kırık, arka arkaya fırtınalara yakalanan ve her an batmak üzere olan bu gemiden bizi kurtaran Rabbimize hamdolsun!
(Ammar Güneş - Hürseda)