Zalimlerin Amerikası varsa mazlumların da İran’ı var
Dünya mazlumları (ki kahir ekseriyeti Müslümandır) artık Amerika’nın zorbalığı karşısında yalnız değiller.
Amerika İslam İnkılabından sonra Asya ve Afrika’da geriliyor. Elhamdülillah!
Afganistan ve Irak’tan çıkartılan Amerika sadık müttefikleri ile birlikte artık Afrika’dan da defoluyor.
Sırada başta Suriye ve Filistin olmak üzere körfez ve diğer batı Asya ülkeleri var.
Ahmedi Necadın önü arkası kesilmiş bir cümlesinden hareketle “İran’ın Afganistan ve Irak’ın işgalinde Amerika’ya yardım ettiği” iddiası içi boş delilsiz ve dayanaksız bir iddiadan ibarettir.
Rusların işgaline uğradığında Afgan cihadına ilk koşan ülke İslam Cumhuriyeti olmuş, sayıları milyonları bulan Afgan mültecilerine hamilik yapmıştır. Penşir Aslanı olarak tarihe adını yazdıran Şah Mesut ile Kudüs şehidi Ruslara karşı omuz omuza cihad etmişlerdir. Ruslara kök söktüren Şah Mesut kafirler eliyle değil maalesef Müslümanlar eliyle şehit edilmiştir.
Ruslara karşı ağır bedeller ödenerek kazanılan Afgan cihadı ne acıdır ki Mücahit(!) liderlerimizin kendi aralarındaki iktidar kavgasına kurban edilmiştir. Afgan cihadı denilince ilk akla gelen liderlerden Gulbeddin Hikmetyar, Burhanettin Rabbani hakimiyetindeki Kabil’i roketlerle topa tutmuş bu nedenle “roketyar” olarak anılmaya başlamıştır.
Aralarındaki bu iç kavga Amerika’nın işgaline zemin hazırlamış Raşid Dostum denilen zalim diktatör başta mücahitler olmak üzere mazlum halka kan kusturmuştur.
İslam Cumhuriyeti, Taliban’ın Suudi etkisi ile düşmanca tavırlarına rağmen konu Amerika ile savaş olunca Taliban’a desteğini esirgememiştir. İslam Cumhuriyetinin İran’da Taliban’a tahsis ettiği eğitim kamplarında verdiği askeri eğitim, silah ve istihbarat desteği sonucu Amerika artık Taliban’ın Taliban’dan ibaret olmadığını görmüş daha ağır hezimetler yaşamamak için kaçmak zorunda kalmıştır.(1)
İran hem Irak hem Suriye’de Müslümanlarla değil Amerika ve köpekleri ile savaşmıştır. Şimdilerde nasıl İsrail, Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya ön saflarda başını İslam Cumhuriyetinin çektiği direnişle savaşırken; Suudi, BAE, Katar, Bahreyn, Mısır ve Ürdün arkadan destek veriyorsa, geçmişte arkadakiler önde şimdi önde olanlar da arkada savaşıyorlardı.
O gün ön safta Saddam Zerkavi ve Ebu Bekir el Bağdadi gibi Amerika’nın adamlarının olması savaşın Sünnilere karşı yapıldığı anlamına gelmez.
Kısaca İslam Cumhuriyeti öncülüğündeki direniş cephesi şimdi kiminle ve niçin savaşıyorsa geçmişte de aynı savaşı veriyordu.
Suriye, Filistin ve Kudüs’ün özgürlüğü için öneminden dolayı diğer Müslüman ülkelerden farklıdır.
Arap baharı ile sözde Sünni İslam devleti kurmak isteyenlere Mısır, Libya, Fas, Cezayir ve Tunus’ta İran mı engel oldu?! Arap baharının başarılı olduğu yani İran’ın müdahil olmadığı bu ülkelerde olup bitenler göz önündedir. Çoğu İhvan-ı Müsliminden olan muhaliflerin başlarına nelerin getirildiğini biliyoruz.
Hiç merak etmeyin, İsrail saflarında öldürülen işbirlikçilere “Sünni” demeye devam edecekseniz şimdiden söyleyeyim Direniş cephesi daha çok Sünni öldürecek gibi!!!
Çünkü İran melun İsrail’e saldırdığında yine sözde Sünniler kalkan yapılacak ve malum koro “İran Sünni öldürüyor” demeye devam edecek.
İsrail’e kalkan olanın canı cehenneme. Hangi dinden ve mezhepten olursa olsun!
İRAN-TALiBAN İŞBİRLİĞİ:
ABD ve iran arasindaki ilişkiler ne kadar zora girerse jeopolitik ve jeomezhepsel eğilimler de bundan bir o kadar etkilenmektedir. Bu temel tezden hareketle ABD-İran ilişkilerine bakıldığında ABD'nin gizli nükleer programı nedeniyle İran'a yaptırım uygulamasından sonra Tahran yönetimi, Taliban ile ilişkilerini geliştrmeye başlamıştır. İran'in Taliban'a olan ilgisi Amerikan askerlerinin Afganistan ve Ortadoğu' daki varlığından kaynaklanan endişeye dayanmaktadır. Iran, Afganistan' da bulunan Amerikan kuvvetlerine karşı direnmek için Taliban'a silah ve barınak tedarik etmiş, ayni zamanda maddi yardimda bulunmuştur. Böylelikle Iran, 921 kilometrelik Afganistan sınır ile ülkedeki ABD askeri üsleri arasinda bir tampon oluşturmak istemiştir.
Afganistanlı ve Batılı analistlere göre, İran ve Taliban arasındaki işbirliği uzun yillara dayanmakta ve bu ilişki sürekli güçlenmektedir. Afgan Taliban daha önce Pakistan'ı karargâh ve istihdam üssü olarak kullanmış, şimdi ise İran' da özellikle Devrim Muhafizlar Ordusu'nu (DMO) "önemli bir müttefik" olarak tanimlamıştır. Medyada çikan haberlere göre yetkililer, Taliban'a silah taşıyan konvoyların Afganistan'a Iran'dan geçis yaptığına dikkat zekmiştir.
Daha sonra bu ilişki, Tahran'in Taliban Heyeti'ni İran Hükümeti' nin temsilcileriyle bir toplantıya davet etmesiyle yeni bir ivme kazanmıştır. (*)
(*) Greg Bruno-Lionel Beehner, "Tran and the Future of Afghanistan", Council on Foreign Relations, 2009, https://www.cfr.org/backgrounder/iran-and-future-
(Emin Güneş - Hürseda Haber)