Provokatör
15 Kasım’da Polonya’nın Ukrayna sınırındaki Przewodow köyüne düşen ve iki kişinin ölümüne neden olan füzenin Ukrayna’ya ait olduğunun anlaşılması çok zaman almadı.
Füze kalıntılarının internette yayılan fotoğraflarına bakılarak bunun bir S-300 füzesi olduğu fark edildi; bu da füzenin Ukrayna ordusu tarafından atıldığını ispatlıyor, zira S-300’ün maksimum menzili 150 kilometre, yani Rus ordusundan gelemeyecek kadar kısa.
Daha önce Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna-Polonya sınırına 30 kilometreden daha yakın hedefleri vurmadığını da birden fazla kez tekrar etmişti, bu son açıklamada yeniden vurgulandı. Ruslar, 24 Şubat’tan bu yana kazara NATO topraklarını vurmamak için güvenli mesafeyi koruyor.
Dolayısıyla mesele aslında çok hızlı bir şekilde açıklığa kavuşmuş olsa da panik yaratmada master-degree olan Avrupalı politikacılar ve Batı medyası tarafından gereğinden fazla abartıldı.
Ayrıca Avrupalılar savaş korkusu pompalarken Rusya ile sıcak savaş istemeyen Amerikalı makam sahiplerinin gerilimi artırmamak için kendilerini ifade ederken oldukça ketum davranmaları da dikkat çekiciydi.
Olayın gelişimi
Haber, ilk olarak 15 Kasım akşam saatlerinde Polonya radyosu Zet tarafından bildirildi. Olayda traktörü isabet alan iki çiftçinin hayatını kaybettiği bilgisi verildi, fakat füzelerin menşei belirtilmedi.
Daha sonra Polonya Dışişleri Bakanlığı, füzenin Rusya’ya ait olduğunu iddia etti. Cumhurbaşkanı Andrzej Duda ise, soruşturma başlatıldığını ve bunun “yüksek olasılıkla Rus yapımı bir füze” olduğunu öne sürdü.
Ancak çarşamba sabahı Batı medyasında füzenin Ukrayna’ya ait olduğuna dair haber çıktı. Associated Press (WSJ) ajansına konuşan ismi meçhul Amerikalı yetkililer, Rus seyir füzelerini durdurmaya çalışan Ukrayna hava savunmasının hedefini şaşırdığını ima etti.
Wall Street Journal (WSJ) ise ABD’nin ön değerlendirmelerine aşina olan iki üst düzey yetkilinin füzenin Ukrayna menşeli olduğunu söylediğini aktardı.
Reuters’a demeç veren ABD Başkanı Joe Biden, G7 ve NATO liderlerine Polonya’daki patlamaya Ukrayna’ya ait bir uçaksavar füzesinin neden olduğu konusunda bilgi verdiğini söyledi.
Biden ayrıca G20 zirvesinin devam ettiği Bali’de düzenlenen acil toplantının ardından füzenin Rusya menşeili olmasının “yörünge açısından pek olası olmadığına” kanaat getirildiğini dile getirdi.
Biden’ın açıklamasıyla birlikte Duda ağız değiştirdi. Varşova’da basın toplantısı düzenleyen Duda, füzenin Ruslara ait olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt olmadığını ve bunun büyük olasılıkla Ukrayna hava savunması tarafından fırlatıldığını kaydetti. Duda’ya göre “tasarlanmış bir eylem” söz konusu değil.
Diğer yandan Rusya Savunma Bakanlığı, salı sabahı Ukrayna topraklarında ve Polonya sınırına 35 kilometre mesafede bulunan hedeflere yüksek hassasiyetli saldırılar gerçekleştirdiğini duyurmuştu.
Bakanlığa göre, Rus füzeleri tamamı isabetli bir şekilde hedeflerini vurdu ve bunların Polonya’yı vurduğu iddiası “kasıtlı bir provokasyondu”. Ayrıca bakanlık, uzmanların Polonya’dan gelen görüntülerdeki kalıntıların S-300 füzelerine ait olduğunu tespit ettiklerini vurguladı.
Aynı fikri NATO da paylaştı; ittifak, Brüksel’de büyükelçi düzeyinde yaptığı acil Konsey toplantısının sonunda füzenin Ukrayna’ya ait olduğunu kabul etti. Fakat Ukrayna’nın hava savunmasını aktifleştirmesinin Rusya’nın eylemlerinin “doğrudan sonucu” olması nedeniyle Kiev’in değil Moskova’nın sorumlu olduğu açıklandı.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Moskova’nın “NATO topraklarına karşı saldırgan eylemler” planladığına inanmak için herhangi bir neden olmadığını vurguladı ve “gerektiğinde” Polonya’ya ilave hava savunma kuvvetleri göndermeyi kabul etti.
Stoltenberg, gazetecilerin ittifakın uçaksavar sisteminin Polonya topraklarına giden füzeyi tespit edip etmediği konusundaki sorusuna yanıt vermedi ve olayın Ukrayna hava savunmasının teklemesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığına da açıklık getirmedi.
Olaydan sonra Polonya, topraklarındaki bazı askeri birimlerin savaşa hazır olma durumunu artırmaya ve istihbarat başta olmak üzere kritik yapıları yüksek alarm durumuna geçirmeye karar verdi.
Duda, Varşova’nın, NATO müttefiklerinden birinin “toprak bütünlüğünün, siyasi bağımsızlığının veya güvenliğinin tehdit edildiğine” inanması durumunda istişareler öngören NATO Antlaşması’nın 4. maddesini devreye koyabileceğini ifade etti.
Polonya’nın NATO Daimi Temsilcisi Tomasz Szatkowski daha sonra bu adımı atmak için ellerinde yeterli gerekçe olmadığını söyledi.
Szatkowski, 4. maddenin bir NATO üyesinin siyasi bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü ile ilgili gerekler öngördüğünü ve bu olayda bunların hiçbirinin olmadıığını ifade etti.
Polonya Dışişleri Bakanlığı, çarşamba günü Rusya’nın Varşova Büyükelçisi Sergey Andreyev’i çağırarak protesto notası verdi. Bakanlık, Varşova’nın diyalog olasılığını muhafaza etmeye çalıştığını, ancak ileride Rus büyükelçinin sınır dışı edilmesini göz ardı etmediğini belirtti.
Polonya Genelkurmay Başkanı Rajmund Andrzejczak da ülkenin hava savunmasının olay esnasında neden çalışmadığı yönündeki soruyu, hiçbir ordunun tüm ülke topraklarını koruyabilecek türden bir hava savunma sistemine sahip olmadığına dikkat çekti.
Provokasyon ve gerekçesi
Göründüğü kadarıyla Ukrayna’nın emekli palyaço reis-i cumhuru Vladimir Zelenskiy NATO’yu savaşa çekmeye kararlı. Zelenskiy, Batı’yı Rusya ile savaşa sokmak için her yolu denemeye hazır; asıl soru Batı’nın bunu daha ne kadar yumuşak başlılıkla karşılayacağı.
Ve Zelenskiy bunu ilk defa da yapmıyor. Zelenskiy ve Kiev’deki koltuk sahiplerinin gereğinden fazla ve uçuk yalanlara başvurduğu artık herkesçe bilinmekte.
Bu eksecere yalanlardan en bilineni, Ukrayna’nın eski İnsan Hakları Ombudsmanı Lyudmila Denisova’nın ortaya attığı, Rus askerlerinin toplu tecavüz suçları işlediği yalanıydı. Bu yalan, Almanya ve İtalya gibi ülkelerin Ukrayna’ya silah tedarik etmedeki tereddütlerini kırmayı amaçlamıştı.
Hikayenin yalan olduğu ortaya çıktı ve 31 Mayıs’ta Denisova, Zelenskiy tarafından görevden alındı.
3 Haziran’da Lb.ua haber portalına verdiği mülakatta yalan söylediğini bizzat kabul ederek şunları söyledi:
“[…] Ukrayna’nın ülkecek düşüncesi, kendinize ve başkalarına mümkün olduğunca yalan söylemektir. Çünkü doğruyu söyleyince her şey alt üst oluyor.”
Przewodow köyüne düşenin Rus füzesi olduğu iddiası yalan zincirine eklenen yeni halka. Her zamanki gibi “zamanlama manidardı” ve olay, G20 zirvesinden hemen önce gerçekleşti.
Keza zirveye video konferans yoluyla katılan Zelenskiy, şu ifadeleri kullandı:
“Rusya’nın NATO topraklarına füze saldırısı, durumun ciddi ölçüde tırmanması anlamına geliyor. Harekete geçilmesi gerek.”
Zelenskiy’i takiben Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba, asılsız suçlamaların amacı daha açık ifade etti. Twitter hesabından paylaşım yapan Kuleba, Kiev’in katılımıyla da yapılacak NATO zirvesinde daha ileri adımlar atılması gerektiğini öne sürdü.
Kuleba, olayı daha iyi hava savunma sistemleri ve F-15 ve F-16 tipi savaş uçağı talebine bağlayıp şöyle devam etmiş:
“Bugün Ukrayna semalarını müdafaa etmek aynı zamanda NATO’yu da müdafaa etmek anlamına geliyor.”
Zelenskiy, G20’deki konuşmasında Moskova’yı suçlasa da Washington yönetimi, ismi meçhul yetkililerle sorumlunun Rus tarafı olmadığını söylemeye devam etti.
ABD’li bir yetkili CNN’e verdiği demeçte, “Ukrayna ordusunun ABD ve müttefiklerine Polonya’daki füze saldırısının gerçekleştirildiği sırada ve yerin yakınında bir Rus füzesini engellemeye çalıştığını” söyledi:
“Bu uçaksavar füzesinin Polonya’yı vuran füzeyle aynı olup olmadığı net değil, ancak bu bilgi ABD’nin saldırıyla ilgili önceki değerlendirmesini destekliyor.”
Yanı sıra Kiev, Suriye’ye dönük müdahalenin başlarında Batı medyası ve bir dizi STK ve think-tank kuruluşunun talep ettiği “uçuşa yasak bölgenin” Ukrayna’da da devreye sokulmasını cılız sesle de olsa istemeye devam ediyor.
O hâlde Ukrayna’nın o füzeyi G20’de PR için kullanmak veya Batı’yı savaşa çekmek için Polonya’ya doğru kasten ateşleyip ateşlemediği sorusunu sormak gerekiyor.
Washington yönetimi olayı soğuk kanlılıkla karşıladı zira Rusya ile sıcak savaş isteyecekleri şey değil, başından beri Kremlin’i vekalet savaşıyla zayıflatmak niyetindeler.
Varşova’nın da füzenin nereden geldiğini biliyor olması gerekir, ordunun radarlarına yansımama ihtimali yok.
Polonya’nın bahar aylarında Ukrayna’ya MiG-29’larını kullandırma talebinin geri çevrilmesi gibi son gerilimi yükseltme adımı da Washington’dan dönmüşe benziyor.
Varşova’nın 24 saat içinde yaptığı 180 derecelik dönüş başka türlü açıklamaz.
Moskova’nın tepkisi
Konuya ilişkin 16 Kasım’da Telegram kanalından paylaşım yapan Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova, şunları yazmış:
“Polonya Cumhurbaşkanı, füzenin düşmesini ‘talihsiz olay’ olarak tanımladı. Daha dün Polonyalı bürokratların ve siyasilerin histerik çıkışlarını dinledik. Rusya düşmanı çıkışlara yer veren ve gece yarısı Büyükelçimiz Andreyev’i çağıran Polonya kurumları özür dilemek ister mi?”
Aynı gün Zaharova, Radyo Spuntik’e de şu açıklamayı yaptı:
“Zelenskiy’in konuşması, G20 üyelerine bir konuşma için ayrılan zamanın yedi katı uzun sürdü. G20 üyelerinin kimler olduğunu size hatırlatayım; Rusya, Çin, ABD, Brezilya, Almanya, Türkiye, Suudi Arabistan. Bence kafi. 14 yıl boyunca paraları, kaynakları ve imkanlarıyla ABD’nin 2008’de yıktığı, havaya uçurduğu ekonomiyi düzelten bu en büyük ülkelerin ve ekonomilerin her liderinin konuşması için 3 dakika verildi. Ancak Kiev rejiminin bu küstahlığı 20 dakika sürdü. […] Daha net anlaşılması için; davet edilmediğiniz yere gidiyorsunuz, olmayan bir karakteri taklit ediyorsunuz ve hatta hastalıklı bakış açınızı herkese dayatıyorsunuz.”
(emrekose.substack.com)