Zaporijya Nükleer santralinin vurulması tehdidi ne kadar gerçekçi?
Buradaki elzem nokta, santral ve bulunduğu bölgenin aylardır Rus kuvvetlerinin elinde olması.
Kiev’in birkaç haftadır var olan “nükleer kıyamet” önsezileri bu hafta katlanarak arttı.
İlk olarak, Ukrayna televizyon kanalları ve hatta yetkili makamlar aktif bir şekilde şu mesajı yaymaya başladı:
“Bu gece Ruslar Zaporijya Nükleer Santralini havaya uçuracak. Sahadan gelen bilgilere göre, bugün santralin üçüncü ve dördüncü güç ünitelerinin dış çatısına patlayıcı cihazlara benzeyen yabancı cisimler yerleştirildi. Bunların infilak etmesi güç ünitelerine zarar vermeyecek ama Ukrayna’dan gelen bir bombardıman görüntüsü yaratabilir.”
Ardından Rosenergoatom’un danışmanı Rinat Karçaa, Ukrayna’nın yeni bir “provokasyona hazırlandığı” ve bu konuda yetkili makamlara acil bilgi verme yetkisinin olduğu açıklamasını yaptı:
“Ukrayna Silahlı Kuvvetleri 5 Temmuz’da, gecenin karanlık saatlerinde, yüksek hassasiyetli uzun menzilli silahlar ve kamikaze insansız hava araçları kullanarak Zaporojye nükleer santraline saldırmaya çalışacak. Aynı zamanda, 3 Temmuz’da Güney Ukrayna nükleer santralinden çıkarılan radyoaktif atıklarla yüklü bir mühimmatı bir uçaktan Ukrayna’nın askeri havaalanlarından birine bırakmayı planlıyorlar. Radyoaktif maddelerin atılmasına dair acil durum planı, radyoaktif atıklarla dolu bir savaş başlığına sahip hassas bir Toçka-U füzesinin kullanılmasını öngörüyor. Durum bu şekilde.”
Kıyamet senaryolarının hiçbiri gerçeğe dönüşmedi ve hem Moskova hem de Kiev’den gelen açıklamaların boş olduğu ortaya çıktı.
Buna rağmen durumun kimin işine yarayacağını, Zaporijya’yı ikinci bir Çernobil’e dönüştürmenin neden önemli olduğunu izah etmek faydalı olur.
Her şeyden evvel bunun Ukrayna’ya, daha doğrusu Kiev yönetimine fayda getireceği tartışılmaz. Ve mevcut tehdit, Kiev’in kamuoyunun dikkatini çöken karşı taarruzdan başka yöne çekmeye, diğer yandan da olumsuz yansımaları olacak bir hadise yaratarak Ukrayna’ya desteği pekiştirme yönünde son şansını kullanması olarak yorumlanabilir.
Buradaki elzem nokta, santral ve bulunduğu bölgenin aylardır Rus kuvvetlerinin elinde olması.
Kiev’in NATO ve AB’ye girişi ya da ivmesi azalan askeri yardımların sürmesi için bu türden sarsıcı bir hadise iş görebilir. Nitekim Ukrayna tarafının son başarısız taarruzdan sonra kazanım elde edemeyeceği fikri Batı başkentlerinde yerleşmeye başladı.
Zelenskiy’in Rivne santraline ziyareti
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, önceki gün Rivne Nükleer Santralini ziyaret etti ve Kiev’den temsilciler Ukraynalı nükleer işçilerin Zaporijya santralindeki olası nükleer provokasyon hakkındaki görüşlerini dinledi.
Rivne santrali, “sahte bayrak” operasyonu için Zaporojiya’ya bir alternatif olarak görülebilir.
Santralde çoğunlukla iyot-131, stronsiyum-90, sezyum-137, kobalt-60 gibi havaya fazla dağılmayacak ve patlama noktasından 3-10 kilometre uzağa kadar toprağa yayılabilecek ağır elementler depolanmış halde.
Elbette bu da kötü ama yeterli etkiyi yaratacak medya malzemeleri sunabilecek gibi değil.
Ayrıca Kahovka hidro-elektrik santralinin vurulmasında da görüldüğü üzere Batı, istemediği takdirde çevre felaketlerini görmezden gelebiliyor.
Zaporijya santrali vurulacak mı?
Ve burada Kiev’in en azından şimdilik santrali neden vurmayacağı ya da buna teşebbüs etmeyeceğine dair nesnel gerekçelere gelinebilir. Öncelikle Batı’nın buna ihtiyacı yok. Zelenskiy’e Ukrayna’yı kötü göstermenin savaşın sponsorlarının çıkarına olmadığı halihazırda mevcut tüm yöntemlerle gösterildi.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Rafael Grossi’nin Fransa basınına yaptığı açıklamada, Rusya’nın santrale patlayıcı yüklü araçlar getirdiği yönündeki açıklamalarına verdiği şu yanıtı hesaba katmak da iyi olabilir:
“Devlet Başkanı Zelenskiy ile bunu asla tartışmam. Tek söyleyebileceğim, oradaydım ve bunu görmedim. Ekiplerimiz orada ve her gün olan biten her şeyi rapor ediyorlar.”
Belki de Batı’nın konuya dair sükuneti bu fikri Zelenskiy’in aklından söküp atmaya yönelik kasıtlı bir stratejisidir, zira onu ikna etmek için başka bir seçenek kalmış gibi de görünmüyor. (emrekose.substack.com)