Amerikan Demokratlarının Ukrayna'daki yolsuzluk sicili
Şimdilerde bu konuyu açmak zinhar suç kabul ediliyor ama Ukrayna, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 180 ülkenin bulunduğu yolsuzluk listesinde 122. sırada yer almasının hakkını veriyor.
Bu Manas Destanı’nı andıran uzun soluklu sabıka kaydına Kiev, son günlerde bir tane daha ekledi; bu hafta Ukrayna Sayıştayı Başkanı Valeriy Patskan, Batı’dan Ukrayna’ya gelen milyarlarca doların nereye gittiğini soruşturmaya başlar başlamaz koltuğundan oldu.
Neler oldu?
Ekim ayının son haftasında Patskan, Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu’yla (NABU) birlikte ordu ve emniyet güçlerinin denetleneceğini duyurdu ve devamında kendisine yöneltilen suçlamalar üzerine 16 Kasım’da istifa etti.
24 Ekim’de NABU, teşkilatın Uzman Yolsuzlukla Mücadele Savcılığı ile birlikte Sayıştay’da “üst düzey konuma sahip olan eski milletvekillerinden birini” rüşvetle suçladı. Suçlamanın muhatabı Patskan’dı ama resmi beyanlarda isminden söz edilmedi, yani gözdağı verilmişti.
Patskan, Facebook hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“İstifa mektubumu yazdım. Neden? Sayıştay; savunma, güvenlik, yolsuzlukla mücadele ve kolluk güçlerinde denetimler planladı. Savaş milyarlara mal oluyor ve yetkililerin ne yapıp ettiğini kontrol etmek görevimiz. NABU ile bir denetim planladık ve duyurduk. Fakat NABU, bizden önce davranıp ziyarete geldi. O vesileyle beni bozgunculukla suçladılar. […] İşini yapmamak aşağılıkça bir şey. Kaynakların pervasızca çarçur edilmesine göz yummak suçtur. Siyasi çekişmeler yaratmak da alçaklıktır. Bunun parçası olmayacağım.”
Yolsuzlukla Mücadele Bürosu nedir ve ne işe yarar?
ABD Başkanı Joe Biden’ın, babasını telefonuna “pedofil Phil” diye kaydeden hayırsız evladı Hunter Biden’ın Ukrayna’da karıştığı yolsuzlukların örtbas edilmesindeki rolüyle adı duyulmaya başlayan bir kurum NABU.
NABU, 2014’teki Maydan darbesinden sonra, 2015 yılının nisan ayında bizzat ABD yönetiminin eliyle kuruldu. Kurum, ABD’nin Kiev Büyükelçiliği’nden hibe desteği de alıyor. O zamandan beri yolsuzluk soruşturmalarına savcılık değil, NABU bakıyor.
NABU’nun talimatlarını direkt olarak Amerikan büyükelçiliğinden aldığı bilinmekte ve ilk yıllarda bundan FBI’ın elçilikteki temsilcisi Karen Greenway sorumluydu.
Üstteki linkte daha detaylı bir anlatım mevcut; NABU, ABD’nin Ukrayna’da kendisine hareket alanı yaratmak için icat ettiği araçların başında geliyor.
Nitekim NABU, yolsuzluk yaptığından şüphelendiği şahısların mal varlığını dondurabiliyor. Bunun için şüphe yeterli, herhangi bir ya da mahkeme kararına gerek duyulmuyor.
Dolayısıyla NABU, Washington açısından epey kullanışlı bir araçtı; son sekiz yıl içinde ABD’nin çıkarlarına karşı gelen veya büyük ulusötesi Amerikan şirketleri ve milyarderlerinin ülkede dilediği gibi at koşturmasına karşı çıkan ya da müdahale eden tüm politikacı ve zenginler yolsuzlukla suçlanarak tasfiye edildiler.
Bu tezgahın nasıl çalıştığına dair; NABU’nun başına atanan yetkili Artem Sıtnik’ti. 2017’de Sıtnik’ın 2016 ABD seçimlerinde Hillary Clinton hilafına Donald Trump’ın Ukrayna’daki ortaklarının ofislerinde ve evlerinde suç teşkil edecek materyaller araması konusunda ABD’nin Kiev Büyükelçiliği’nden talimat aldığını itiraf ettiği kayıtlar ortaya çıktı.
Trump’ın kampanya şefi Paul Manafort’un 2007’den 2012’ye kadar eski Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in Bölgeler Partisi’nden 12,7 milyon dolar aldığı iddiası Sıtnik’in işiydi. Bu iddianın kamuoyuna anlatılması vazifesini de “araştırmacı gazeteci” Sergey Leşçenko üstlendi; Leşçenko aynı zamanda parlamentoda Poroşenko Bloku [şimdiki adıyla “Avrupa Dayanışması”] saflarında milletvekiliydi.
Bu “komplo teorisi” değil, zira Sıtnik ve Leşçenko, 2018’in aralık ayında hüküm giydi. Kiev Bölge İdare Mahkemesinde görülen dava sonucunda Sıtnik ve Leşçenko’nun eylemlerinin “2016 ABD seçim sürecine müdahaleye yol açtığına ve Ukrayna devletinin çıkarlarına zarar verdiğine” hükmedildi.
İlginçtir; Greenway, bu mahkeme kararından kısa bir süre sonra görevini kaybetti ve “hiç beklenmedik” şekilde NABU’da çalışmaya başladı. 2019’un mayıs ayında da ABD’nin Kiev Büyükelçisi Marie Yovanovitch görevden alındı.
Trump’ın avukatı Rudy Giuliani, bunun nedeninin Yovanovitch’in 2016 seçimlerine Demokratlar adına müdahalede yer alması olduğunu savundu. Yani Demokratlar, Trump’ın zaferinde Rus müdahalesi bulamayınca, Cumhuriyetçiler başka izler aramaya karar vermişti. Olay böylece açıklığa kavuşmuş oldu.
2019’un aralık ayında Sıtnik, başka bir davada yolsuzluktan hüküm giydi. Buna rağmen hala NABU’nun başında…
Sıtnik, 2019’da Vladimir Zelenskiy’in devlet başkanlığı seçimlerini kazanmasının ardından Ukrayna yönetiminde koltuğundan olmayan birkaç yetkiliden biri.
Burada Washington’un kontrolündeki NABU, Kiev’e — fiilen Washington’a — akan ve belli ki akmaya devam edecek olan milyarların nereye gittiğine ilişkin soruşturmaya neden taş koyduğu sorusunu sormak icap ediyor. Buna yazının sonlarında gelinecek.
Burisma ve Riboşabka’ya verilen şeref madalyası
Maydan darbesinden önce Ukrayna’nın çevre bakanı Nikolay Zloçevskiy adında biriydi. Ve en kârlı kaya gazı çıkarma lisanslarını, ne tesadüf ki kendi şirketi Burisma’ya veriyordu.
Maydan’dan sonra bunun ortaya çıkacağının ve hüküm giyeceğinin de farkındaydı; buna dönemin ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın oğluyla beraber eski Polonya Cumhurbaşkanı Aleksander Kwaśniewski ve dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin 2004 seçimlerindeki kampanya yöneticisi Devon Archer’ı 50 bin dolar maaşla Burisma’nın yönetim kuruluna getirerek engel oldu.
Joe Biden ise Obama döneminde Ukrayna dosyasından sorumluydu. Dönemin Ukrayna Başsavcısı Viktor Şokin, Burisma’yı soruşturmaya niyetlendiğinde Biden’ın talimatıyla kovuldu. Biden daha sonra hikayeyi gerine gerine kendisi anlattı.
Şokin’in halefi Lutsenko, ki hukuk diploması bile yoktu, asıl mesleği elektrik mühedisliğiydi, daha sonra talep edildiği gibi Burisma hakkındaki soruşturmayı geri çekti.
2019’un başlatında eski Başkan Poroşenko’nun seçimleri Zelenskiy’e kaptıracağı netleşince Lutsenko dile geldi ve basına, ABD büyükelçiliğinin kendisine hiçbir koşulda soruşturamayacağı isimlerin listesini verdiği söyledi. Lutsenko, sonrasında Burisma soruşturmasını yeniden açtı.
Lutsenko, yeni Zelenskiy ve Halkın Hizmetkarı hükümeti tarafından görevden alındı ve yerine Ruslan Riboşabka getirildi. 2 Eylül 2019’daki ilk iş gününde Riboşabka’nın ilk işi Burisma soruşturmasını durdurmak oldu.
Sonraki günlerde ana muhalefet partisi Yaşam için Muhalefet Platformu milletvekili Andrey Derkaç, Biden ve Burisma’nın yolsuzluklarıyla ilgili o kadar çok belge yayınladı ki, Riboşabka soruşturmayı yeniden açmak zorunda kaldı.
Fazlasıyla baskı altında olan Riboşabka, 2020’nin şubat ayında görevden alındı. Son işlerinden biri de Burisma aleyhindeki soruşturma dosyalarını NABU’ya teslim etmek, yani Ukrayna savcılarının elinden kurtarmak oldu. Böylelikle Burisma davası sonsuza kadar kapanmış oldu.
Joe Biden’ın Ocak 2021’de ABD Başkanı olarak göreve başlamasının hemen ardından ABD Dışişleri Bakanlığı, kendi ülkelerinde yolsuzlukla mücadelede yaptıkları hizmetlerden dolayı yabancılara verilmek üzere yeni bir madalya oluşturdu. “Yolsuzluğa karşı mücadelede küresel şampiyonlar”; Riboşabka, 2021’nin şubat ayında bu madalyayı alan ilk 12 kişi arasındaydı.
Batı’dan Ukrayna’ya akan paralar
Avrupa Birliği’nin Kiev’e ihtiyacı olandan daha fazla mali yardım sunduğu ve paranın nereye gittiğinin tümüyle belirsiz olduğu konusunu; şuradaki, şuradaki ve şuradaki başlıklarda detaylı olarak işlemiştim.
Sıradaki mesele, Amerikalı vergi mükelleflerinin cebinden çıkan para ve yardımların nereye gittiği. Daha da önemlisi Ukrayna’ya gönderilen silahlara ne olduğunu neden kimsenin merak etmediği. Kiev yönetimine hibe edilen silahların önemli kısmının karaborsaya düştüğü, 28 Mayıs’ta bizzat Europol Direktörü Catherine De Bolle’nin verdiği bilgi.
AB’nin bu yıl tek başına 22 milyar euro sunmuş olmasına rağmen, ne Kiev’e aktarılan mali yardım ne de silah teslimatları konusunda herhangi bir kontrol mekanizması yok.
Şeffaflık Örgütü’nün 122. sırasında olan Ukrayna’daki makam sahipleri açısından, kimsenin kontrol etme gereği duymadığı on milyarlarca nakit parayı veya silahı ele geçirmek, para basma ruhsatı almakla eşdeğer.
Ve Joe Biden ve oğlunun Ukrayna’daki mazisi, Biden ve etrafındakilerin Ukrayna’da kısa sürede çok para kazanmayı epey iyi bildiklerini gösteriyor. Keza detaylarına şuradan erişebileceğiniz FTX kripto borsasının batış öyküsü, bunun iyi örneklerinden biri.
Bu nedenle giden para ve silahlara ne olduğunu görmek için kontrol mekanizmaları oluşturulmasını talep edenlerin Amerikan Cumhuriyetçileri olması şaşırtıcı değil. Ve bu kontrol mekanizmalarını istemeyenlerin Demokratlar olması da şaşırtıcı değil.
Patskan’ın istifası
Al Capone’un çamaşırhanesine dönüştürülen Ukrayna’da denetim mekanizmalarının iğdiş edilmesi ve Amerikan asset’i NABU’nun Sayıştay Başkanı Valeriy Patskan hakkında yolsuzluk soruşturması başlatması normal.
Kronolojiye hızlıca bir göz atalım: Patskan, NABU’nun hem Batı’dan gelen hibe ve silahlarının nereye gittiği konusunda hem de NABU bünyesinde denetim yapmayı planladığını açıklar.
NABU, daha sonra Patskan hakkında tahkikat başlatır ve “çayını içmeye” gider. Bu ziyaretten sonra Patskan istifasını açıklar. Patskan gidişiyle Batı yardımlarını soruşturma fikri de rafa kalkar. Ve şans eseri NABU, ABD tarafından veya daha doğrusu Amerikan Demokratları tarafından kontrol edilmektedir.
Görünüşe göre şu ara Kiev’de birileri daha — tabii ki Valeriy Patskan değil — 2022’de verilecek madalyayı almaya hak kazandı. (emrekose.substack.com)