Kripto eylemcilerle 'Yeni Ortadoğu' haritası
Evet, ardı ardına patlayan bombalar yitirilen canlar ve büyük kopuş, hep bir yerden çizilen senaryonun adım adım uygulandığını ve istediği ortamı da oluşturduğunu hayretle izliyoruz.
Terör kimden gelirse gelsin kime yapılırsa yapılsın lanetlenmeli ve en üst perdeden tepki gösterilmelidir ki; terörist eylemlerin toplum vicdanında mahkûm olduğunu gören terör şebekeleri terörün bir hak arama veya hedefe ulaşmada yöntem olmadığını anlasın. Ancak maalesef ülkemizde bazı vicdanı körelmiş ve insanlık erozyonuna uğramış siyasetçi ve yazar-çizerler AKP’ye nefretinden dolayı terörü lanetlemek şöyle dursun, terörden nasıl getirim devşireceğinin hesaplarını yapıp kızıl Marksist teröristleri barış elçisi İslam'ı da terör olarak gösterme gayretleri ve bunu da bütün kitle iletişim araçlarıyla yapmaları ülkemizde terörü meşrulaştırmış ve toplum teröristlerin ulu orta yol kesmelerini, dağa adam kaldırmalarını, işyeri yakmalarını, silahla metropollerde gündüz vakti yol kontrolü yapmalarını vs kanıksamış durumda.
Daha ilginç olanıysa bütün bunların barış adına yapıldığını söyleyen bir siyasi parti liderinin halkı silahlanarak sokağa davet etmesi ve bunu barış olarak görmesi ve bunun içinde Milet vekilliği maaşı almasıdır.
AKP’nin çözüm süreci adı altında bilerek veya bilmeyerek bu adı ‘barış’ ama bütün sermayeleri kan gözyaşı ve kaos olan bu savaş çığırtkanlarını tek muhatap kabul edip onları barış elçisi olarak Kürtlere pazarlaması, bu barışçı teröristleri memnun etmemiş olacak ki, kendilerine uluslararası barış elçiliği görevinin verenlerin kucağına savrulmuşlar. İpleri emperyalistlerin elinde olan DAİŞ ve HDPKK danışıklı olarak biri yok edici biri kurtarıcı görevini üstlenmişlerdir. İşin en acı tarafı ise AKP’nin bu iki terör şebekesinin de güçlenmesinde (HDPKK de direk, DAİŞ de dolaylı) katkısının olmasıdır. AKP, Güneydoğu politikasıyla PKK ve bileşenlerine Suriye politikasıyla da dolaylı olarak DAİŞ’e bu tarihi fırsatı vermiştir.
DAİŞ’e verilen görevle yakıp yıkarken aslında yapılmak istenen insanlar için selamet limanı olan İSLAM’ı terörle özdeşleştirmek, öyle göstermek yani İslam’ı toplum vicdanında mahkum etmek, PKK ve bileşenlerini de ABD bombardımanlarının ardından DAİŞ’in boşalttığı yerlere kurtarıcı olarak sokup Siyonizm’in çıkarlarını önceleyecek Marksist bir Kürt devletinin oluşumunu dünya kamuoyu nezdinde meşrulaştırmaktır. Genelde emperyalizm için, özelde bu iki terör örgütü için her yol mubahtır. Ama dünyada hiçbir örgüt PKK, PYD ve bunların siyasi uzantıları gibi ahlaksızlığı ahlak edinmiş bir yapı yoktur.
PKK ve onun siyasi uzantıları dünyanın en vahşi en alçak terör yöntemlerini kullanırken dillerinden de barış ve demokrasiyi düşürmemiş ve bu alçak uygulamaları barış ve demokrasi diye pazarlamayı ne yazık ki becere bilmişlerdir. Bunun son örnekleri de Mersin, Diyarbakır ve Suruç katliamlarıyla kendini göstermiştir. Her ne kadar şimdilik oyun tıkırında gibi gözükse de gelecek de bu eylemlerin HDPKK ve uzantılarının eliyle siyasi rant devirmek için olduğu anlaşılacaktır. Dünyanın tüm süper güçleri ve Kemalizm ikballeri için kendi insanını katledip onu ranta çevirmekte bir beis görmediği gibi onların burnundan düşen HDPKK de bu yöntemi kullanmakta bir beis görmemektedir. Her ne kadar failler DAİŞ den görünse de PKK’nin bu örgüt içindeki kripto elemanları tarafından yapılmadığı anlamına gelmez. HDPKK’nin seçimde sözde İslam’i kesimlerde kriptolarının yönlendirmesiyle aldığı oy ve sonrasında canlı yayında kendilerine yapılan teşekkür HDPK’ nin neler yapabileceğinin de delili. Bölgede sözde İslamcıların kilit noktalarında namaz bile kılmayan sorumlularının HDPKK seviciliği herkesin malumu. Nihayetinde onlar için zafer için her şey mubah. Yeni sınırlar çizilirken bu işin ihalesi DAİŞ ve HDPKK’ye verilmişken birkaç insan ölmüş çok mu?! Yeter ki ağababaları ihaleyi yenilemesin.
(M. Fatih Demirtaş)