Erken Seçim AKP Açısından Neyi Değiştirir
Halkı yeniden ikna etmek teveccühünü kazanmak ve bir daha halklardan boş senet almak, batının oyuncağı olan medya ve gurupların serbestçe at koşturdukları bir ülkede oldukça zor. Buna algı operasyonları ve ötekileştirici üsluptan kaynaklanan kamplaşma da eklenince imkânsız gibi. Hele bu on üç yıl tek başına iktidarda kalmış halkın kendisine verdiği açık çekleri hoyratça kullanmış ve sürekli sorumluluklarını ertelemiş bir iktidar açısından daha da zor.
AK partiye iktidarının ilk yıllarında muktedir olamadığı için gerçekleştiremediği kurumsal değişiklerden dolayı mazur görülüp kendisine halk tarafından tekrardan fırsat verildi. Yeni bir anayasanın hazırlanıp demokrasi şemsiyesi altında dini, insani ve kültürel hakların anayasayla garanti altına alınması, sistemin sonradan gelecek iktidarların keyfi müdahalelerine maruz kalmaması demokrasi ve insan haklarının kurumsallaşması için halk uzun süre iktidara kredisini devam ettirdi. Ne yazık ki iktidarda olanlar ebedi iktidarda kalacaklarını ve desteğinde ilelebet süreceğini sandıklarından olsa gerek! bu on iki eylül anayasasını ve onun oluşturduğu kurumları bir türlü revize etmediler. Bunun en büyük nedeni ise artık o kurumların başındakiler kendileri idi ve o kurumlardan kendileri güç devşiriyordu. Revize ettikleri kurumlarda ise (MİT ve HSYK gibi) art niyetli iktidarların rahatlıkla suiistimal edebilecekleri pozisyonlar oluşturdular. Hâsılı ne yeni bir anayasa yapabilmiş nede Türkiye’nin en büyük sorunu olan Kürt sorununu çözebilmiş bir iktidarın işi epeyi zor. Sadece refah seviyesinin artması sorunları halletmiyor. Sorunların temelinden hal edilmesi için anayasal düzenlemeler şart, toplumsal bilinç oluşturmak şart, kurumların şeffaf olması şart, yapılanların halk için olduğuna halkı inandırmak şart, bunların parti yetkililerince doğru anlatılması şart. Ama bütün bunlar es geçilip yâda ihmal edilince netice ortada ve hüsran.
Gelinen noktada AK partinin eski seviyesine yaklaşabilmesi için öncelikle Kürt seçmenini yeniden ikna etmesi şart. Kaybettiği oyların çoğunlunu Kürt bölgesinden kaybettiği düşünüldüğünde tek başına iktidar için de tek seçenek bu. Çünkü her gün bir yerde özerkliğin ilan edildiği, teröristlerin doğuyu bloke ederken batıdaki anakentleri silkelemeye başladığı, her gün asker cenazelerinin olduğu ve bütün bunlara da yanlış yürütülen çözüm sürecinin neden olduğu düşünüldüğünde milliyetçi seçmeni ikna etmesi hayli zor.
Kürt seçmene gelince AK partinin dürüst,şeffaf ve zihninin net olması şart. Öncelikle Kürt sorunu var mı yok mu karar vermesi lazım. Varsa sorunu tespit edip hakları pazarlık konusu yapmadan iade etmesi lazım. Kürt sorunu ile terör sorununu birbirinden ayırması lazım. Terörle mücadele ederken yasalar çerçevesinde ancak güvenlik boşluğu da oluşturmadan halkın huzurunu temin etmesi lazım. Terör sorununu teröristlerle masaya oturarak çözebilir ama bunu şeffaf yürütmesi lazım. Ak parti gizli kapaklı yaptığı bütün işlerde kabağın kendi başına patladığının farkına varıp bundan ders çıkarmalıdır. Kobani de en üst perdeden pkk militanlarının geçişine izin verdiği ve yaralıların tedavisini üstlendiği halde bunu gizli saklı yaptığından haklı olduğu durumları bile anlatamadı ve neticede Kobani kendisine oy kaybettirdi.
Ak parti nin Kürt halkına canlarının en az asker ve polis kadar kıymetli olduğunu ve her vatandaşın yaşam hakkının kutsal sayıldığını pratikte fiili olarak göstermesi gerekir. Bu son savaşın iktidar için değil halkın can ve mal güvenliğini sağlamak ve huzuru temin etmek için yürütüldüğüne Kürtleri inandırmalı. Çünkü bir bayram gününde ellerinde kurban eti ceplerinde fakirlerin listesi ile devletin yapması gerekirken yapmadığı işi yapan ve yardım için sokak sokak gezen gençler on altısında şehit olurken, sakallı olması kişinin öldürülmesi için yeterli sebep olarak kabul görürken, hamile bacılar evlerinde kuşatılırken, sokaklarda hendekler kazılıp mahalleler muhasaraya alınırken,şehirler arası yollarda teröristler kimlik kontrolü yapıp ulaşımı engellerken, Kuran kursları, camiler, okullar, iş yerleri yakılırken sesi çıkmayan hükümetin tek başına iktidarı kaybettikten sonra iki polis için başlattığı bu savaş Kürtler de kendi güvenlikleri için yapılan bir savaş olarak asla kabul görmemektedir. Pkk nın sözlü olarak devletle yürütülen sürecin bitiğini ilan etmesi savaş sebebi görülüp fiili olarak bu güne kadar halka yaptıkları hükümet tarafından görmezden geliniyorsa bunu da kalmışsa hala AK partinin vicdanına havale ediyoruz.AK parti politikalarında revizeye gitmezse erimeye mahkumdur.Bu AK parti için dönüm noktasıdır.
(M.Fatih Demirtaş)