Müslüman Olan Yezidi Kız Helima'yı Duyan Var mı?
Evet sizlere 21. Yüzyılda yaşanan acı ama gerçek olayı anlatacağım… Her şey bir gece gördüğü bir rüya ile başlamıştı. Rüyada kelime-i şehadet getirerek Müslüman olmuştu. Sabah uyandığında rüyasını hiç kimseye anlatmadı. İnsanı ebedi bir hayata ulaştıran, mizanda ona denk gelecek hiçbir şey olmayan Kelime-i şehadeti günlerce içinde bir sır gibi sakladı. Sırrını yalnız biri biliyordu O da yüce yaratan yani Allah idi. Ve derken Irak’ta başlayan olaylar ve yaşanan zulümler onları da kuşatma altına almıştı.
Ve tüm akrabalarıyla beraber Türkiye’nin doğu bölgesinde bir küçük beldeye sığınmışlardı. Kalbi tüm hızıyla çarpıyordu. İçi içine sığmıyordu çok heyecanlıydı çünkü hiç görmediği bu memlekette rüyasında gördüğü sözler her gün beş vakit hoparlörlerden duyuyordu. Evet demek ki geldiği bu yer Muhammed’in dininden olan insanların memleketiydi. Çok düşündü ve başına geleceklerden habersiz kararını verdi. İçinde sır gibi sakladığı inancını açığa vuracaktı.
Ve kelimeler bir bir döküldü ağzından genç kızın ‘lailahe illallah muhammedün resulülullah’ diyordu. Ailesi şaşkındı ne oluyordu burada? Diye. Uzun sürmemişti Yüce Allah’ın ‘İnsanlar iman ettik demekle başı boş mu bırakılacaklarını mı zannediyorlar’ ayetinin tecelli etmesi. Genç kız, ard arda yediği darbelerin ardından bilincini kaybetmişti. Sonra ilçedeki komşular yetişmişti geç kızın imdadına… Evet kimden mi bahsediyorum yaklaşık bir ay önce Irak’ın Şengal bölgesinden IŞİD’ın zulmünden kaçarak Şırnak’ın Kumçatı beldesine sığınan ve Müslüman olduğunu açıkladığı için Êzidi ailesi tarafından linç edilen Helima Mırad adındaki müslüman kızdan bahsediyorum.
Yöneticilerinin dindar olduğu 70 milyonluk Müslüman ülkesine sığınan Halima’yı hiç kimse duymadı bile, herkes kör oldu o aydınlığa adım atmışken… Basın onu hiç yazmadı ve insan hakları havarileri, demokrasi safsatacıları sağır olmuşlardı. 18 yaşındaki birinin reşit olduğunu adeta bir ayet gibi görenler su pus olmuşlardı. Oysa Halima reşit bir insandı ve özgürdü. Ama kimse görmedi Helima’nın Habibi Neccar gibi kavmi tarafından linç edilişini.
Peki, şu ikiyüzlü insan hakları havarilerini ve demokrasi hayranlarını anlıyorum da bizim İslamcılarımıza ne olmuştu. Yoksa düşünmek bile istemiyorum ama yoksa onlarda mı kör olmuşlardı? Neden sahip çıkmamışlardı Helima’ya. Neden İslamcı abilerimiz gazetelerine ya da köşelerinde yer ayırmamışlardı? Hiç mi sızlamamıştı yürekleri uykuları hiç mi kaçmamıştı bu elim hadiseden dolayı? Yoksa gündemleri çok mu yoğundu.
Ya halkın emanetini sırtına yüklenen Valiye ne olmuştu. O neden sus pustu hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordu. Ya hükümet sahi onlara ne olmuştu. Halbuki Dicle’nin kenarındaki koyunun dahi hesabını verecekti? O’nun sorumlu olduğu bölgede bir kız Müslüman olduğu için ölesiye dövülmüş ama O’ndan ses yok. Evet neden, neden sahi tüm bu sessizlikler neden? İşte içimi kemiren cevapsız sorular…
Oysa bizler ‘bir vücudun azaları’ gibi olmalı değil miydik? Vücudumuzun bir yeri ağrırsa diğer organlar rahatsız olmalı değil miydi? Nasıl bu hale geldik bu kadar vurdum duymaz olduk. Oysa Helima bize güvenmişti. Hâlbuki bizler ‘ Sizin elinizle bir kişinin hidayete ermesi dünya ve üzerindekilerinden daha hayırlıdır’ hadisini hiç duymadık mı? Kim bilir daha yeni Müslüman olan Helima belki bu hadisleri duysa idi daha çok acı çekecekti bize acırcasına… Belki de asıl acınacak halde olan bizleriz.
Olay şöyle cereyan ediyor: İlçe halkı yeni gelen Yezidi kampında feryatlar geldiğini duyunca oraya koşmuşlar. Bir genç kızın ailesi tarafından öldüresiye dövüldüğünü görmüşler ve genç kızı onların elinden kurtarmışlar. Olayı görenler genç kızı bir battaniyeye sarılı olarak sağlık ocağına götürmüşler. Ve muayene eden doktor darp raporu tutmuş. Hatta genç kız bir imamın yanına götürülmüş. Genç kız imama memleketindeyken gördüğü rüyayı anlatmış. Ve geldiği yerin Müslüman olmasından cesaret alarak Müslümanlığını açığa vurarak ibadetini yapmaya çalışmış. Genç kız imama ‘Ben Muhammed’in dinine girdim’ demiş.
Daha sonra kız Jandarma korumasında Şırnak’a götürülmüş oradan da DBP’lilere teslim edilmiş. Hatta Kumçatı Belediye Başkanı Mehmet Demir olayı doğrulamış genç kızın arkadaşlarını koruması altında olduğunu da söylemiş ve sonradan basına bilgi vereceğini söylemiş. Ama gel gör ki bizim başkan efendiden hala ses yok. Bir muhabir il müftüsünü aramış o da elinden geleni yapacağını söylemiş ama nerede… Sonradan aldığım duyumlara göre aslında kendileri gibi düşünmeyen hiç kimsenin hakkına riayet etmeyen sözde insan hakları savunucuları! DBP’liler genç kızı tekrar onu öldürmeye çalışan ailesine teslim etmişler. Ve ailesi uyanmaması için genç kıza sürekli ilaç veriyormuş. Müslüman olan genç kızın nerede kaldığını bilen yok. Bazı iddialara göre de; genç kızın ailesi tarafından katledildiği yönünde…
Evet, Habeş topraklarında muhacirleri koruyan bir Necaşi bile olamadık. 70 milyon insanın ortasında sırf Rabbim Allah’tır dediği için öldürülen Helima’ya sahip çıkamadık. Müslümanlar olarak inancımızın gereği bu olayı gündem yapmalıyız. Herkes elindeki imkânlarını seferber etmelidir bu menfur olayın gündem olması için. Baskı kurmalıyız verdiğimiz oylarla makamlara oturanlara emanetlerine sahip çıkmaları için. Ajanslar, Sosyal medya, gazeteler, televizyonlar, radyolar vicdanı daha ölmemiş herkes harekete geçmeli hatta kampanyalar bile başlatılmalı Helima için.
Hatta ülkemize gelen Yezidilerin içerisinde Helima gibi birçok kişinin olduğu bunların imanlarını gizlediği de gelen bilgiler arasında. Eyyub El Ensari İslam’ın kutlu mesajını insanlara ulaştırmak için 90 yaşında deve sırtında bağlanarak İstanbul’un fethine katılmışken bizler ise yanı başımızda İslam’ı kabul eden bir Müslüman’a sahip çıkmayı bırak ondan bahsetmeyi bile beceremedik. Bu konuda İslami camialar ve özellikle Diyanet bu konuda acilen harekete geçmelidir. Yoksa bu vebali kimse kaldıramaz.
Helima gerçekten denildiği gibi katledilmişse o inşallah şehittir. Soyadında olduğu gibi belki de muradına ermiştir. O yüzü ak çıkacak hesap gününde Hâkim olan Allah’ın huzuruna kim bilir belki şikâyetçi olacak bizden peki ya biz yaşayan ölüler ne zaman uyanacağız şu derin uykumuzdan…
Vesselam
(gapurfa.com)