Herşey HDP'nin Barajı Aşması İçin mi?
Derin mahfillerden beslenen güruhlar, gizli ajandalarındaki saklı projelerini uygulamak için devreye girmiş gibi. Bu ülkede yıllarca derinler tarafından birçok olay çıkarıldı suikastlar işlendi. Ve suikastlar masum insanlara yüklenerek özellikle konjonktüre göre yok edilmesi gereken mütedeyyin gruplar hedef alındı. Danıştay saldırısını hatırlayanınız vardır. Orada kurşun sıkan şahısın tekbir getirmesi planlanmış ve saldırının başörtüsü karşıtlarına karşı yapılmış gibi gösterilmeye çalışılmış bu saldırı sonrası dindar insanlar hedef gösterilerek birçok insan mağdur edilmişti.
Mesela, Sivas Madımak olayını hatırlayın orada neler yaşanmıştı neler... Gizli eller yine o gün meydandaydı. Olay yerinde olmayan mütedeyyin birçok insan müebbet hapse mahkûm edildi. Ama sonradan tüm bu suikastların ülkeyi karıştırmak isteyen gizli ellerin bir oyunu olduğu ortaya çıktı. İslam beldelerindeki güzel gelişmelerden rahatsız olan derin mahfiller, bulanık suda balık daha kolay avlanır düşüncesiyle sürekli ortalığı karıştıracak halkın huzurunu bozacak eylemlere imza atmaya çalışırlar. Böylece İslami çalışmaları sekteye uğratarak süreci Müslümanların aleyhine çevirmeye çalışırlar.
Bu uluslararası derin mahfiller, projelerini İslam ülkelerindeki derinlerle bağlantılı, derinlere biat etmiş, mayın merkebi görevi gören şahıslar ve gruplar üzerinden yürütürler. Ha unutmadan söyleyeyim bu derinler o kadar acımasızdırlar ki bazen kendi yavrusunu yiyen bir canavar gibi yıllarca kendisine hizmet etmiş şahısları bile gözden çıkarabilirler. Yeter ki bu onların ajandalarındaki projelerine katkı sunsun.
Bu derinler, ajandalarındaki projeleri uygulamaya koymaya çalışırken kendilerine hizmet eden siyasiler ve medya yoluyla öncelikle toplumda kirli bir algı oluşturmaya çalışırlar. Toplumda gereken algı oluştuktan sonra da projelerini kendi işbirlikçileri üzerinden devreye sokmaya çalışırlar. Sözü nereye mi getirmeye çalışıyorum. Merak ettiniz değil mi? Son günlerde yapılan bazı açıklamalara bakılırsa; Türkiye’yi Gezi eylemleri ve 6-7 Ekim olaylarında karıştırmayı başaramayan derin güçlerin özellikle bölgede yeni bir girişimi olabilir.
6-7 Ekim olaylarında başları taşla ezilerek yakılan gençler gibi onlarca insanın değişik şekillerde katledilmesi ve binlerce işyerinin yakılmasına sebep olan HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, 4 Şubat 2015 günü bir gazeteye verdiği röportajında seçim öncesi bir IŞİD provokasyonundan korktuğunu söylemiş. Demirtaş, “Türkiye’de seçim sürecinde IŞİD kaynaklı provokasyonlar olabilir. IŞİD yapacağı provokatif işleri üstlenir. Charlie Hebdo’yu gördünüz. Türkiye’de doğrudan bizlere ya da demokratik laik kesimlere yönelik eylemler olabilir. Kobani’nin intikamı veya başka bir yaklaşımla. Benim en korktuğum IŞİD provokasyonu. Fakat böyle bir şey olursa herkes sağduyulu olmalı ve saldırı kime olursa olsun mağdurun etrafında kenetlenmeli.” diyerek seçim öncesi olaylara dikkat çekmiş.
Bu cümleleri görünce aklıma pek de iyi şeyler gelmedi açıkçası. Acaba bir parti başkanı bu istihbarı bilgileri kimden almıştı. Ya da böyle bir şeyi niye söyledi. Özellikle “Türkiye’de doğrudan bizlere ya da demokratik laik kesimlere yönelik eylemler olabilir.” Cümlesiyle adeta kendilerini hedef göstermesi dikkat çekici. Ardından Bingöl’de İslami dernekleri kast ederek (özellikle HÜDA PAR’a yakın STK’lar)bölgede çok sayıda IŞİD derneği olduğunu söylemesi ve bir animasyondan ibaret olan domuz bağını tekrar gündeme getirmesi üzerinde düşünülmesi gereken bir mesele olarak görünüyor. Hatta HÜDA PAR Genel Sekreteri Mehmet Yavuz, Bingöl konuşması yüzünden Demirtaş’a ‘Provokatörler Bingöl’de suçüstü yakalandı’ diyerek aslında asıl provokatörün kim olduğunu anlatmaya çalıştı. Ardından Diyarbakır’da HDP destekli çarşafa hakaret edilmesi de yabana atılmamalıdır. Unutmayalım ki Cizre olayları, HDP tarafından çarşafa yaptığı hakarete verilen tepkilerden sonra meydana gelmişti.
Sözcü Gazetesi de Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığından alındığını iddia ettiği istihbarat bilgisinde, 6-7 Ekim tarihlerinde HDP/PKK’lıların yaptıkları eylemler sonucunda çıkan olaylarda Hizbullah Cemaatinden 9 kişinin öldürüldüğü ve bu ölümlerin intikamı için Hizbullah Cemaatinin, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ile Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'ya yönelik suikast planladığı yer aldı.
Şimdi yukarıda bahsettiğim konuları yan yana getirin sanki hepsi bir bütünün parçasıymış gibi görünüyor değil mi? Ne kadar da birbirine benziyor iddialar. Sanki birileri bilinçli bir şekilde toplumda bir algı oluşturmaya yönelik çalışıyor. Nasıl bir algı… Hep birlikte bakalım… Selahattin Demirtaş IŞİD provokasyonu olabilir diyor, sonra aynı şahıs Bingöl’de İslami dernekleri kastederek bölgede IŞİD var diyor, sonra çarşafa hakaret yapılıyor. Ve sonra İslam düşmanlığıyla ün salan Sözcü gazetesi nihayet altın yumurtluyor. Hizbullah’ın HDP’li Demirtaş ve Akat’a suikast yapabileceğini söylüyor. Hem de bu tür bilgileri istihbarattan aldığını söylüyorlar.
Tüm bu iddialar göz önüne bulundurulduğunda derin mahfillerin boş durmadığı ileride olabilecek olaylara bir alt yapı oluşturduğu görülüyor. Birbirine çok benzeyen ama aynı mahfilden çıktığı belli olan bu iddiaların da toplumda İslami kesime yönelik bir algı oluşturma çabası olarak yorumlanıyor. Hatta Demirtaş’ın ‘Fakat böyle bir şey olursa herkes sağduyulu olmalı ve saldırı kime olursa olsun mağdurun etrafında kenetlenmeli.’ Sözünden de anlaşıldığı gibi bu tür eylemlerle yüzde on barajını aşma sıkıntısı yaşayan HDP’nin mağdur edilmiş gibi gösterilerek barajı aşması sağlanabilir.
Ayrıca son günlerde Öcalan’ın silah bırakma yönündeki açıklamalarına karşılık Kandil’in silah bırakma konusundaki zehir zemberek açıklamaları kafa karıştırıyor. Özellikle sol kesimdeki köşe yazarlarının da PKK’nin Kobani zaferi(!) Sonrası hükümetle çözüm süreci adı altında anlaşarak çıtayı düşürmeyeceğini yazmaları da önemle üzerinde durulması gereken bir konu. Öcalan ve hükümete rağmen HDP ve PKK’nin çözüm sürecine pek de sıcak bakmadığı gün geçtikçe daha da ortaya çıkıyor. Bana göre çözüm süreci bitirilecek ve bu süreci bitirmek isteyenler, bu ihaleyi İslami kesime fatura edebilmenin çabası içinde...
İnşaallah dediklerim çıkmaz ben yanılırım... Ama ne olursa olsun halk, her an bu tür provokasyonlara hazır olmalıdır. Daha önce bu ülkede yapılan birçok proje Allah’ın yardımıyla boşa çıktığı gibi bu gün de İslam’ın ve Müslüman halkın aleyhine hazırlanan planlar boşa çıkacaktır Allah'ın izniyle...
“Gerçek şu ki, onlar hileli düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.” (İbrahim Suresi- 14)
(Osman Gülebak)