Z Kuşağının dini düşüncesi
Daha öncede belirttiğimiz gibi Z Kuşağı 1995-2015 arası dünyaya gelmiş kuşaktır. İnternet kuşağı diye de tanımlanan Z kuşağı dünya nüfusunun 1/4 oluşturuyor.
Toplumları yönlendirmek isteyen her ideoloji, kendi hedefi doğrultusunda bu kuşaktan yararlanıp onların istek ve taleplerini dikkate alarak yenilikler sunuyor, hatta kendisini yenilemekten, eksikliklerini gidermekten çekinmiyor.
Müslüman toplumların Z kuşağı da diğer ideolojilere sahip kuşaklar gibi aynı değere, aynı güce, aynı yeteneğe sahip olmasının yanı sıra dini meziyetlere de sahiptir. Z kuşağının diğer alanlardaki ihtiyaç, talep ve istekleri bir tarafa bizim üzerinde durmak istediğimiz dini yapılanmalarıdır.
Toplumun dini inanç seviyesi âlimlerinin ilim seviyesi ile orantılıdır. Toplumun dini kanaat önderleri ilim yüklü, dini konularda ve sosyal bilimler alanlarda uzman, sorunlara çözüm sunacak teorilere sahip, sorulara cevap verecek donanıma sahip ise o toplumun bireylerinin hem bireysel, hem de toplumsal dini seviyesi yüksek olacaktır.
Müslüman toplumlarında dinin sosyal alanındaki konular maalesef hala kendisini yenileyemeyen, yenilik sunamayan X ve Y kuşağı âlimlerin elinde olduğundan ilerleme ve tekâmül sağlanamıyor. Yenilenemeyen bilgiler, değiştirilmeyen metotlar Z kuşağını cezbetmiyor.
Bunun üstüne bir de kendini aydın, akademisyen gören abiler-ablalar, kendilerini dini konularda yetkili görüp yazıp çizmeye başlayınca Z kuşağının nasıl bir felaketle karşı karşıya olduğunu düşünmek bile insana ıstırap veriyor.
Z kuşağının dünyaya, hayata, inanca bakış açısı farklı; yeni bir dünya görüşleri var. Dış faktörlerin etkisiyle dine de farklı bakıyorlar.
Dini hükümleri hoca gibi anlamıyor, dini ve öğretilerini farklı yorumluyor; kendi dünyasına, kendi bakış açısına göre değerlendiriyor. Daha somut, hayatta işlevliği olan bir inancı istiyor.
İdealistlikten öte realist bir inancın peşindeler.
Sadece ibadet ve teorik ahlak konularında çağ atlayıp yenilik sunan dini otoriteler, sosyal bilimlerde bir yenilik sunamıyorsa, Z kuşağı sorunlarını ve sorularını kendilerini doyuran merkezlere taşıyacaklardır.
Bu noktadan sonra Z kuşağının düşünce dünyası ile âlimlerin düşünce dünyası ayrışıyor çünkü gündemleri farklı, böylece mesafe gittikçe açılıyor.
Z kuşağının düşünce dünyasına girmek için onların özelliklerini tanımak gerekir. Z kuşağının özelliklerini bilmek için elbette uzun uzadıya sosyolojik bir araştırma yapmak gerekir. Biz kısa başlıklar altında bazılarına değinmeye çalışacağız.
Dini Düşünceleri
Z kuşağının henüz sabit ve sarsılmaz bir dini inancı yok, din ve dini öğretiler hakkındaki düşünceleri her an değişebilen kırılgan bir yapıya sahiptir.
- İnternetten dini bilgilere daha hızlı ulaşıyor, daha farklı ve daha geniş bilgilere ulaşabiliyor. Bilginin kaynağını öğrenme ve doğruluğunu sağlama imkânları yok. Dolayısıyla elde ettikleri bilgileri içselleştiremiyorlar. Ezber olarak hafızalarında kalıyor.
- Kendilerine sunulan dini öğretiler ithal ve tercüme ağırlıklıdır. Arapça veya Farsça’dan aktarıldığı için o kültürlerle yoğrulmuş öğretileri almakta zorlanıyorlar.
- Dini kaynaklar ve dini otoriteler öyle anlatılmış ve tanıtılmıştır ki onları ulaşılmaz ve dokunulmaz görürler. Dolayısıyla onlardan yararlanma ihtiyacı duymazlar. Zaten kaynak kitaplar da anladıkları dilde değil.
- Kısa ve öz bilgileri daha fazla tercih ederler. Uzun uzadıya bir süreci benimsemezler, çabuk çözüme ulaşmayı isterler, yani çözüm odaklıdırlar.
- Hızlı anlayan ve analiz eden zekâya sahiptirler. Fikir ve düşünce alanında henüz “Üretken akla“ ulaşamasalar da “Üretileni kullanma“ becerileri çok yüksek. Bilgiyi çok hızlı işleyebilme yeteneğine sahiptirler.
- Pragmatist düşünürler; hayatlarında fonksiyonu olan bilgileri, kendilerine pratikte faydalı ve menfaatlerine olanları almayı tercihe derler.
- Pozitivist düşünce hâkimdir; fizik âlemine bağımlılık ön plandadır. Gayb âlemini anlamakta zorlanırlar. Gayb âlemiyle bağ sadece bazı ibadî ritüellerle sınırlıdır.
- Küresel düşünürler çünkü dünya internete sığdırılmış, dünyanın her yerine ulaşım çok kolaydır. Her dini ideoloji ve düşünceyi öğrenme imkânları olduğundan kendi inançlarının da küresel olmasını ister. (Ehlader)