Yeniden Kuzey Akım, yeni bulgular
Kuzey Akım-1’in iki hattı ve Kuzey Akım-2’deki A hattında 26 Eylül’de yaşanan sabotaj hakkında yürütülen soruşturmaya dair henüz resmi ağızdan sunulmuş hiçbir bilgi yok.
Polonyalı Sivil Platform vekili ve eski Avrupa Parlamentosu üyesi Radek Sikorski’nin “Teşekkürler ABD” paylaşımı, Alman Yeşiller yöneticilerinin önceki ay Washington’daki iş ziyaretinde haberi aldıktan sonra “Polonyalı meslektaşlarıyla beşlik çaktıklarını” söylemeleri ve telefonu hacklenen Teneke Lady Liz Truss’un ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e “İşlem tamam” mesajı çektiğinin ortaya çıkması yeterli kanıtı sunuyor ama hadisenin resmi düzeyde açıklığa kavuşturulması sonsuza dek mümkün olmayacak gibi görünüyor.
Bunun yanında medyada yeni sızıntılar çıkmaya devam ediyor.
Wired.com’da 11 Kasım’da yayımlanan makalede, uydu görüntülerini inceleyen New York merkezli uydu veri analizi şirketi SpaceKnow’dan uzmanların boru hatlarındaki patlamadan hemen evvel, olay mahali yakınlarında transponderleri devre dışı bırakılmış, tanımlanamayan iki geminin bulunduğunu tespit ettiği bilgisine yer verilmiş.
“New analysis seen by WIRED shows that two large ships, with their trackers off, appeared around the [Nord Stream] leak sites in the days immediately before they were detected.” https://t.co/H87kqqYCmy
— Shashank Joshi (@shashj) November 11, 2022
Uzmanlara göre gemilerin gelişinden kısa bir süre sonra patlamalar meydana geldi.
Makale, gemilerin menşei hakkında herhangi bir varsayımda bulunmuyor, ancak bölgenin tümüyle NATO gözetiminde olduğu hesaba katılırsa Brüksel’deki karargahın gemilerin kime ait ve orada ne işleri olduğu hakkında gerekli bilgiye vakıf olduğu varsayılabilir:
“SpaceKnow yetkilileri, bu bilgilerin soruşturmanın ilgisini çekebileceğine inanıyor, ancak gemilerin patlamalardaki dahli veya kökenleri hakkında herhangi bir sonuç çıkarmıyor.”
SpaceKnow analistleri, uydu görüntülerini inceleyerek transponderleri kapalı halde 95 ila 130 metre uzunluğundaki iki geminin, patlamaların gerçekleştiği noktadan yalnızca birkaç kilometre uzakta olduklarını belirtiyor. Analistler, patlama sahasının yakınındaki suları ziyaret eden 25 gemi saymış.
Bu gemilerden 23 tanesinin transponderleri açıktı ve rotaları, kalkış zamanları ve varış yerleri izlenebildi. Ancak aralarından ikisinin akıbeti belirsiz.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova’nın 20 Ekim’de basın toplantısında sarf ettiği sözler durumu güzel tarif ediyor:
“[…] İsveç hükümeti, Moskova’nın müşterek soruşturma teklifine yanıt vermedi, Sadece resmi olarak soruşturmanın yegane sorumluluğunun karar vermede ‘bağımsız’ olan İsveç Başsavcılığının sorumluluğunda olduğunu söyledi ki bu işin en komik yanı. Artık kolluk kuvvetlerinizin karar vermek için zamana, gizliliğe ve bağımsızlığa mı ihtiyacı var? Tüm ‘Noviçoklarda’, ‘Navalnıy’lerde’ ve ‘Skripal’lerde’ nasıldı? Başkalarını suçlayacak bir şeye [delile] mi ihtiyacınız vardı? Hayır tabi ki de değil. Hemen mikrofonlara koştunuz ve her zamanki gibi her şey için bizi suçladınız. Kolluk kuvvetlerinin bağımsızlığı, kanun ve düzen hakkında konuşmaya vaktiniz olmadı. Bizi derhal suçlamanız gerekiyordu.
İsveç hükümeti, Avrupa’nın güvenliği açısından hayli önemli bir konuda Rus tarafıyla yapıcı diyaloğu açıkça sabote ediyor. Neden? Niye? Çünkü saklanacak bir şey var.
Soru şu; Stockholm neyden korkuyor? Bazı İsveçli patronların ve yeni müttefiklerin tüm delilleri yok etmek için zamanları olmamasından mı korkuyorsunuz? Aynen öyle görünüyor.”
(emrekose.substack.com)