AB ve G7'nin Rus petrolüne tavan fiyat kararı
"Tavan fiyat kararı, dünya ekonomisinin yaklaşık yarısını kontrol eden çok sayıda ülkeyi içeren bir tüketici kartelinin oluşturulmakta olduğu anlamına geliyor."
Avrupa Birliği ve G7, geçen hafta Rusya’dan deniz yoluyla taşınan petrole varil başına 60 dolar tavan fiyat uygulanması konusunda mutabık kaldı.
OPEC+ İzleme Komitesi, ekim ayının başında da kasımdan itibaren toplam petrol üretim kotasının günlük 2 milyon varile (b/d) çekildiğini duyurmuştu. Karar, dünya genelinde petrol fiyatı varil başına yaklaşık bir buçuk dolar artış yaşadı ve bu daha başlangıç; bu aynı zamanda ABD’deki akaryakıt fiyatlarının da artmasına neden olmuştu.
Ayrıca karar, 8 Kasım’daki Kongre ara seçimlerinin arifesinde, iyi bir zamanlama yapılarak açıklandı. Böylelikle OPEC +, Cumhuriyetçilere zımni olarak arka çıktı.
ABD Başkanı Joe Biden’ın 31 Mart gibi erken bir tarihte 1 Kasım’a kadar bir milyon varil “siyah altın” sözü verdiğini anımsatmakta yarar var. Bunun yanında Washington yönetimi, eylül ayında stratejik petrol rezervinden 10 milyon varile kadar petrol satacağını bildirmişti.
Sonuç olarak, benzin istasyonlarındaki fiyatlar istikrar kazanmayı başardı; fakat ABD Enerji Bakanlığı’nın raporuna göre 1 Nisan-5 Ekim arasında stratejik rezervler 568 milyon varilden 429,2 milyon varile geriledi.
Nihayetinde ABD’nin stratejik petrol rezervi azaldı ve fiyatlar yükselmekle kalmadı, daha da yükselme eğiliminde. Ve Fed’in iskonto artırmasına rağmen federal borç 31 trilyon doları aştı.
OPEC+ bileşenler, tavan fiyat kararına karşı olduklarını, “ihracat kazançlarını düşürmeye niyetli olmadıklarını” ve dolayısıyla ABD ve AB’nin niyet listesine riayet etmeyeceklerini söylüyorlar.
Yukarıdakilerin hepsinden çıkan sonuç basit; mevcut tavan fiyat konulu çerçeve anlaşma, 1920-1933’de ABD’de kaçakçılığın artmasına neden olan içki yasağıyla aynı kaderi paylaşabilir.
Rusya Siyasi Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Sergey Markov’un Telegram kanalından yaptığı değerlendirmeler aşağıda…
Yeni bir diktatörlüğün kurulduğuna şahit oluyoruz
(Sergey Markov — 2 Aralık 2022)
Rus petrolüne fiyat sınırlaması getirilmesi, Rus ve Avrupa kamuoyu tarafından oldukça kadük ve dolayısıyla yetersiz olarak değerlendiriliyor. Mesele, esas olarak petrolün fatura kesim fiyatının ne olacağı, nereye nakledileceği ve bu sınırın getirilmesinin Rusya Federasyonu’na ne kadar zarar vereceği üzerine.
Tüm bunlar elbette önemli hususlar, ancak bu belirli meselelerin ardındaki, öngörülen sistemin getireceği köklü değişiklikleri görmek gerekiyor. Rus petrolüne tavan fiyat uygulanması tüm dünyayı değiştirebilir ve Batı’nın koalisyon oluşturarak dünyanın diğer tüm ülkeleri üzerinde hakimiyetini tesis edebilir. Aslında yeni bir diktatörlüğün kurulduğuna şahit oluyoruz.
Tavan fiyat kararı, dünya ekonomisinin yaklaşık yarısını kontrol eden çok sayıda ülkeyi içeren bir tüketici kartelinin oluşturulmakta olduğu anlamına geliyor. Bu kartel kurulur ve etkin biçimde faaliyete geçerse yeni bir adımın uzak olmadığı aşikar; Arap petrolüne tavan fiyat getirilmesi beklenmeli. Bunun yapılması için sebepler var.
Sözgelimi kartelin mekanizmaları, diğer petrol üreticilerine karşı kullanılacak. Üstelik petrolü takiben bu kartelin ihtiyaç duyacağı diğer tüm ürün gruplarına karşı da kullanılacak. Bunlar genel manada, gelişmiş Batı medeniyetinin ihtiyaç duyduğu mallar, bu nedenle çoğu malın fiyatı üzerinde kontrol oluşturmak için adım adım yeni kartel mekanizmaları getirilecek.
Bu mekanizmalar etkili bir şekilde uygulanabilirse Batı, otomatikman muazzam mali kaynaklar, iktisadi blokaj mekanizması ve tüm dünya üzerinde iktisadi ve politik diktatörlüğünü kuracak. Ardından dünyanın birçok ülkesindeki rejimlerin Batı yanlısı rejimlere dönüşümünr tanıklık edeceğiz.
Dolayısıyla yeni mekanizma çalışırsa bu, birkaç yıl içinde tamamen farklı bir dünya göreceğimiz, ABD ve Avrupa’nın 20. yüzyılın başında bulundukları mutlak hakim rollerine geri döneceği anlamına gelecek.
Fakat bu türden bir kartel oluşturmak hayli zor. Etkili çalışabilmesi için pek çok mekanizma üzerinde kontrol kurulması gerekiyor. Örneğin tanker filoları üzerinde, petrolün menşeini tespit eden kurumlar üzerinde kontrol oluşturmak ve yetki verilmeyen işlemlerin gerçekleşmemesi için bankacılık sistemlerini kontrol etmek gerekiyor. Rus petrolünde kabul edilen limitleri kullanmayacak ülkeler için cezalandırma yöntemlerinin yanı sıra bir teşvik sisteminin geliştirilmesi de gerekiyor.
Böyle bir mekanizma oluşturmak sahiden de son derece zor. Ve ABD ve AB başarılı olursa alacakları ödül çok büyük olacak.
OPEC ülkeleri, pazarda Rus petrolünü ikame etmek için üretimin artırılmasına kesin olarak karşı çıkıyor. Suudi Arabistan Kralı, Rus petrolüne sınır konulursa Suudi petrolüne de çok hızlı bir şekilde aynı tedbirlerin uygulanacağının farkında. Ve bu, bir ülkede devrime giden en kestirme yoldur.
Washington, Londra, Brüksel, Paris ve Berlin’den dünyanın hükümdarı unvanına talip olan akıllı yarışmacılar, artık asıl meselenin Rusya’dan daha fazlasını çalmak değil, ilk önce Rusya’ya, sonra dünyanın geri kalanına uygulanacak bir kontrol mekanizması yaratmak olduğunun gayet iyi farkındalar. Bu, ABD ve AB’nin temel hedefi.
(emrekose.substack.com)