Ortak Paydalar İçin El Ele
Bismihi Teâlâ
Son birkaç yıldır Türkiye Müslümanları olarak hayırda iyi bir performans yakaladığımızı; bu alanda söz ve insiyatif sahibi olduğumuzu düşünüyorum.
‘Hayır’ derken; esas olarak yardımlaşma ve dayanışmayı kast ediyorum.
Muhtaçların ihtiyaçları için koşuşturmayı ve mazlumların derdiyle dertlenip hemhal olmayı kast ediyorum.
Türkiye’nin içinde ve dışında farklı sivil toplum kuruluşlarınca yürütülen bu dayanışma ve yardımlaşma çalışmaları destansıdır, takdire şayandır.
Dayanışma ve yardımlaşma çerçevesinde yürütülen bu çalışmalar, bu bağlamda Türkiyeli Müslümanları ümmetin gözbebeği haline getirmiş; Ümmetin umudu kılmıştır.
Meşrep, mezhep, cemaat farkı gözetmeden; dil, din ve renk ayrımı yapmadan muhtaç olana el uzatmak ve mazluma ses olmak, destek olmak bilincini şüphesiz İslam, Müslümanlara kazandırmıştır.
İnsani erdemlerin yok olmaya yüz tuttuğu; teknoloji, bilim, bilişim çağı diye adlandırılan bu çağda Müslümanların bu hizmetlerle en yakın komşudan en uzak diyarlara kadar koşturması; insanlığın can simidi olmuştur.
İnsanı, insanlığı, insani erdemleri yok olmaktan kurtarmış; insana, insanlığa ve insani erdemlere tekrar can katmış, ruh vermiştir.
Türkiye’nin doğusunda batısında, Filistin’de Çeçenistan’da, Pakistan’da, Bosna’da Somali’de; Mustazaf Der’in, Umut Der’in, İHH’nın, Cansuyu Derneği’nin Yardım Eli Derneği’nin, Kimse Yok mu Derneği’nin, Umut Kapısı Gıda Bankası’nın, Deniz Feneri’nin ve isimlerini zikretmediğim onlarca sivil toplum kuruluşunun yürüttüğü çalışmalar; Türkiyeli Müslümanların yüz akıdır, şeref ve onurudur.
Hayırda yarışmak için her cemaatin kendi yardım derneğini oluşturarak işe koşması, bu alanda koşuşturması; sevindirici ve gururlandırıcı bir vaziyettir.
Cemaatlerin bu yardımlaşma ve dayanışma dernekleriyle, İslam adına toplumların sosyal dokusunu tekrar imar etmesi, ihya etmesi ümitlendirici bir durumdur.
Tüm bu güzelliklerle beraber; bu işlerin beraber koordine edilmemesi, tek bir merkezden yürütülemiyor olması ise büyük bir eksikliktir.
Bu alanda hizmet yürüten ve “ben de varım” diyen tüm oluşumlar, koordineli çalışabilseler daha kısa zamanda daha çok muhtaca ulaşabileceklerdir diye umut ediyorum.
İnsanlığa hizmet etmeyi gaye edinmiş oluşumların bir araya gelebilmesi, çok zor bir şey olmazsa gerek. “İnsan” ortak paydasında, “muhtaç ve mazlumlara el atma” çerçevesinde bir araya gelmek onlar için ulvi bir gaye olacaktır.
Bu şekilde toplumun yararını barındıran tüm ortak paydalarda bir araya gelmenin alt yapısı da oluşturulmuş olur.
Mesela aynı şekilde; gençliği ahlaksızlığın, sefahat ve sefaletin vicdansız pençelerinden kurtarmak için ya da sokaklardaki başıboş, kimsesiz, sahipsiz ve uyuşturucunun pençesine düşmüş çocuklarımızın geleceği için bir araya gelinebilir.
Zira muhtaçlar da mazlumlar da, şeytana ve nefsine esir düşen gençlik de, sokaklarda perişan olan çocuklar da bizimdir, bizim geleceğimizdir.
Muhtaçlar için yürütülen çalışmalar ne kadar gerekliyse; diğer alanlardaki çalışmalar da en az o kadar gereklidir.
Bu da gösteriyor ki; bir ortak payda için bir araya gelebilmek, birçok hayır için bir araya gelebilmenin zeminini oluşturacaktır.
Ahir-i Ramazan’ın ve akabindeki bayram’ın; muhtaçlar, mazlumlar ve gelecek için hayırlara vesile olması temennisiyle Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
(Hürseda Haber)