Kaddafi… Bir İbret Tablosu
Bismihi Teala
Kaddafi: 1969'da yaptığı darbeden bu güne kadar süregelen kırk iki yıllık sulta rejiminin mimarıydı.
Kaddafi: İktidarını yaptığı zulümlerle ayakta tuttuğundan zulüm saraylarının sahibiydi. Mazlumların gözyaşlarının üzerinden rejimini idame ettiriyordu.
Kaddafi: Baskı, şiddet, istismar ve insan hakları ihlallerini Libya’ya yoğun yaşatan bir despottu.
Libya’nın “yeter” dediği günlerde kinle, öfkeyle tehditler savuruyordu. Köyleri, şehirleri bombalayarak kendisine karşı çıkanları kıyımlardan geçirerek ağır şekilde cezalandıracağını belirtiyordu.Muhaliflerini kıyımdan geçirip yükselen sesleri bastırma konusunda pek de acemi sayılmazdı.
Adalet bakanlığından istifa ederek direnişin safına geçtikten sonra Ulusal Geçiş Konseyi’ni kuran Mustafa Abdülcelil, o zamanlar Kaddafi, Kaddafi’nin tehditleri ve direnişle ilgili bir telefon röportajında şöyle konuşmuştu. “Tabi ki Kaddafi’nin ahlak anlayışı ve davranışlarını biliyoruz. Libya ve Libya halkı onun umurunda değil. O her şeyi yapmaya hazır. Trablus’u ateşe verebilir, otomobilleri patlayıcı tuzaklara dönüştürebilir, gaz bombalarını devreye sokabilir. Her şeyi hesaba katıyoruz ve her şeye hazırlıklıyız."
Kaddafi’nin hesapları tutmadı, muhalifler tehditlerine kulak asmadı ve neticede dünya; servet, ihtişam, iktidar ve kibir sahibi Kaddafi'ye de kalmadı.
Her ölen varlık yaşayanlara ölümüyle mesaj verir. Bu sebeple Kaddafi saltanatının yerle bir olmasından ve Kaddafi’nin ölümünden özellikle despotların çıkarması gereken büyük dersler vardır.
Halkına kibir ve gururla meydan okuyan Kaddafi zilletli bir ölüme duçar oldu. Onun yolundan gidenleri, onunla aynı konumu paylaşanları müjdelemek istiyorum.
Evet, halklarını nurdan karanlığa, İslam’dan küfre, barıştan savaşa, huzurdan kaosa sürükleyenler! Müjde sizlere, ölüm sizleri de bekliyor.
Milletinin inancıyla uğraşanlar, milletinin dinine, başörtüsüne cephe alanlar!
Despotlar, zalimler, kan emiciler, ihtişam ve iktidar sahipleri! Kaddafi”nin ölümünden kendinize dersler alın. Unutmayın ki ölüm sizleri de bekliyor.
Despotlukta, zulümde, diktatörlükte direnenler; diretenler! Müjde sizlere ölüm sizleri de bekliyor.
İslam’ın kendilerini geri bıraktığını düşünenler, bunu dillendirenler; İslam’a ve Müslümanlara gerici diyenler! Müjde sizlere, ölüm sizleri de bekliyor.
Evet, kaçamadığınız kaçamayacağınız, çaresini bulamadığınız ve bulamayacağınız ölüm sizleri de bekliyor.
Ölümden sonra görürsünüz İslam’ın mı Müslümanları; yoksa cehaletinizin, küfr-i inadınızın ve rezaletinizin mi sizi geri bıraktığını.
Şüphesiz pişman olacak, mahvolacak, kaybedecek ve geri kalacak olanlar zulmedenler, küfredenler olacaktır.
Zamane firavunlar miadlarını doldurdu. Zalimlerin ve kâfirlerin akıbeti, Bin Ali’nin, (La)Müberek’in, Kaddafi’nin akibeti gibi olacaktır (inşaalllah).
Kentleri, köyleri, dağları, tepeleri, çölleriyle ülkelerini Firavunlardan, diktatörlerden temizleyen, kurtaran ve tüm dünyaya kurtardıklarını ilan eden direnişçilere selam olsun.
Yüzyılın firavunlarını tarihin çöp kutusuna atan yiğitlere selam olsun.
Hürriyetine, haklarına sahip çıkanlara selam olsun.
Zulme, zalime karşı posta koyanlara, mazlumdan yana tavır alanlara selam olsun.
Kaddafi’den sonraki dönemin Libya’nın Müslüman halkı adına hayırlara vesile olmasını Allah'tan diliyorum.
(Hürseda Haber)