Her Yerde Olmalıyız
Bismihi Teâlâ
Hiç etrafına baktınız mı ve düşündünüz mü İslam’ın şiarlarından olan tesettürün/tesettürlü kadının ve sakalın/sakallı erkeğin toplum içinde bulunma oranını?
Özellikle park ve bahçelerde kadınların arasında tesettürlü, erkeklerin arasında da sakallı; yok denecek kadar azdır.
Gerçekten durup baktığımızda; parklarımızın, piknik alanlarımızın hâsılı kamuya açık alanlarımızın manzarası hiç de iç açıcı değildir. Bu da bir yana, maalesef bu alanlara giden mütedeyyin insanlar da kindar bakışlara maruz kalmaktadırlar.
Bunun en büyük müsebbibinin de biz olduğumuzu düşünüyorum. Yani bu alanlar müsait değildirler, bize göre değildirler şeklinde düşünmemizle buralarını ahlak tanımaz, iffet hayâ bilmez gençliğe ve şeytan destekli ideolojilere teslim ettiğimizi düşünüyorum.
Dün bu düşünceyle gitmediğimiz bu alanlara maalesef bu gün girmekte zorluk çekiyoruz. Gerçi birileri tarafından kapıdan geri çevrilmiyoruz ya da içeriden birileri tarafından dışarı atılmıyoruz. Kimsenin böyle bir hakkı olmadığı gibi kimse buna cüret de edemez. Fakat plajların halini ve kindar bakışları da geçelim, vaziyetleri ahlak açısından içler acısı… Parklarda bulunmak bile iffetimizi, hayâ damarlarımızı zorluyor.
Sakın yanlış anlaşılmasın. Özellikle gençlerin tek başına, ahlaksızlıkta zirve yapan bu tür yerlere gitmelerinden yana değilim zaten. Çünkü maalesef bu gün park ve bahçelerimizde, piknik alanlarımızda ahlaksızlık tavana vurmuş. Bu alanlar esrar partilerinin, heva ve heves çizgisindeki şeytani ilişkilerin mekânı olmuş. Bu alanlarda namussuzluk kol gezer olmuş.
Bundan dolayı ayaklı haramların, şeytanların cirit attığı bu tür ortamlarda ahlakı muhafaza etmek; kor ateşi elde tutmak kadar zordur.
Lakin buna rağmen parklarımızı, bahçelerimizi, kısacası aslında bizim olup da bulunmadığımız tüm alanlarımızı fıskın, fücurun, şehvetin, rezaletin, ahlaksızlığın, uyuşturucu çetelerinin, bali kullanan gençlerin ve sarmaş dolaşların işgalinden kurtarmak; üzerinde düşünülmesi gereken bir mevzudur. Her yer gibi bu parklar, bahçeler, plajlar bizimdir.
Davet ve tebliğdeki çalışma alanlarımızdır. Çarşafımızla, sakalımızla bu parklara gitmemiz; bu yerlerin şeytani olan manzarasını Rahmani bir manzaraya çevirmemiz lazımdır.
Dün dediğimiz gibi bu gün de “müsait yerler değildirler, bize göre yerler değildirler” demek en çok İslam düşmanlarına yarar.
Evet, İslami şeairle her yerde bulunmamız lazım. Vakar ve ciddiyetle hareket edip, takvayla gözümüzü haramdan sakındıktan; eşlerimiz, bacılarımız, annelerimiz de tesettüre büründükten sonra her yer bize müsaittir ve bize göredir.
Hele hele oralarda çayımızı, ayranımızı; börek, çörek ve pastalarımızı yakınımızda duranlara ikram etmemizle, hem kindar bakışlarla bizi süzen kişilerle aramızdaki buzları eritmiş oluruz; hem de toplumsal bir sıcaklık oluşturmuş oluruz.
En önemlisi de dinlenirken, İslami duruşumuz, giyimimiz, nezaketimiz, inceliğimiz ve sosyalliğimizle insanları İslam’a ısındırmış oluruz.
Müslümanlar olarak bizim bu alanlarda bulunmamız oranın manzarasını da havasını da değiştirecektir.
İslam’ın şiarlarını her yere taşıyan, her yere Allah’ın boyasını çalan, İslami kişiliğiyle zamanı ve mekânı ıslah edenlerden olmak temennisiyle…
(Hürseda Haber)