Hayalleri işgal edilen çocuklar
Dünyanın gündemi hızla değişiyor ve olaylar zamanla birlikte akıp gidiyor. Kirli pazarlıklar yapılıyor, ruhumuzu yaralayan kavgalar, bitmek bilmeyen savaşlar yaşanıyor, şiddetin vurduğu çocuklardan geriye ise sadece ağıtlar kalıyor ve güne bir başka olayla uyanıyoruz. Fakat Filistin sorunu İslam coğrafyasının gündeminden hiç düşmüyor, her dakika bir şehit düşüyor Filistin’de toprağa. Zaman mıhlanmış, toprak kan kokuyor Filistin’de ve orada gündem hiç değişmiyor.
Kudüs işgal altındayken bir Müslüman nasıl olur da uyuyabilir diyen Selahaddin’in bu ifadeleri kulaklarımızda yankılanıyor ve mesafeleri kaldırıp kalplerimizi birleştirecek bir kutlu söz ekseninde birleşebilmek için secdeye kapanıyor, duaya duruyoruz. Kudüs esaretten kurtulmadıkça ve bölgeyi işgal eden cerahat sökülüp atılmadıkça başımızı kaldırıp onurla yürüme şansımız yoktur, olmayacaktır. İslam dünyasının özgürleşmesi Kudüs’ün kurtuluşu ile başlayacak ve o gün Filistinli çocukların günü olacak buna tereddütsüz inanıyoruz.
Dünya hayatında insanı huzura taşıyacak olan üç unsur vardır; aile, geçimlik bir gelir ve güven veren bir ev… Ev insanın aidiyet hissettiği ve özgürleştiği bir yaşam alanıdır. Her haliyle güvenli bir ortamdır ev, kapınızı açıp içeri adım attığınız anda göğsünüzün açıldığını ve içinizin huzurla dolduğunu hissedersiniz. Evle bütünleşmişsinizdir ve kapınızın anahtarını sadece güvendiğiniz insanlara bırakabilirsiniz. Peki, bir gün eşkıyalar kapınıza dayanıp, evinizi işgal etmeye kalksalar ve sizi çocuklarınızla birlikte yaka paça atsalar ne hissedersiniz? Düşünmek bile kahrediyor değil mi? Kendinizi güvende hissettiğiniz ve her zerresinde hatıralarınızdan bir parça bulduğunuz evinizin işgal edilmesi öfkenizi kabartır, onurunuzu kırar ve hayatınızdan bir parçanın koptuğunu hissedersiniz. Ne yazık ki evleri Siyonistler tarafından işgal edilen Filistinli aileler ve umutları çalınan çocuklar hatıralarına veda ederken bu parçalanmayı, bu travmayı ağır şekilde yaşıyorlar. Nitekim yakın tarihte Siyonist ideoloji işgal altındaki Kudüs’ün kuzeyinde yer alan eski Kudüs Havalimanı’nın bulunduğu alana Yahudi işgalciler için 10 bini aşkın konut inşa etme kararı aldı ve bütün yazılı ve sözlü kuralları çiğneyip geçti. Hatırlarsınız, İsrail Kudüs’ü işgalinden sonra adını “Atarot” olarak değiştirmiş, akabinde patlak veren ikinci intifadadan sonra da havalimanını kapatarak bölgeyi ordunun kullanacağı bir üsse dönüştürmüştü. Şimdi atıl durumda olan bu alana 10 bin hanelik yasadışı yerleşim biriminin inşası için sözde uluslararası toplumların itirazlarına rağmen imza attı. İşgalci güçler şiddette hiç sınır tanımıyor, yakıyor, yıkıyor, katlediyor, işgal ediyor ve Büyük İsrail hedeflerine doğru ilerlemek istiyor.
İsrail, İslam toprakları üzerine kurduğu hayallerine ulaşabilmek için Filistin şehirlerinin bütünlüğünü bozmak ve alanını genişletmek istiyor. Dünyanın en gelişmiş savaş teçhizatları karşısında dirençlerini hiç kaybetmeyen Filistinli halk ise kendilerini büyük zafere, kurtuluşa adamış vaziyetteler ve işgalci güçleri çaresiz bırakacak şekilde güçleniyorlar.
Avrupa’nın kıyı kasabalarından birinde bir düşman gelip evleri işgal etmeye kalkmış olsaydı öyle sanıyorum ki bütün dünya ayağa kalkar, olay bütün detayları ile masaya yatırılır ve mağduriyet ortadan kaldırılırdı. Ne var ki, Filistinli halk bir asırdır şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor, ülkede katliamlar yapılıyor, evler işgal ediliyor, çocuklar kurşuna diziliyor fakat insan haklarından dem vuran efendilerin hiç sesi çıkmıyor… İslam ülkelerinin kukla liderleri ölüm çığlıklarını seyrederken kendilerine ikram edilecek ödüllerin hayalini kuruyor ve bu tavırları ile mazlum Filistinli halka en büyük darbeyi onlar vuruyorlar.
İşgalci güçler konut kararını imzaladı ve birkaç mahalle daha hedef seçildi. Sokağa terk edilen ailelerin çilelerine ise bir yenisi daha eklendi. Haber sitelerinde İsrail’in konut karanına ve işgal edilen hanelere yer veriliyor ve İsrail-Filistin meselesinde iki devletli çözümü öngören sınırlara dikkat çekiliyor. Haber sitelerinde konut kararlarının 1967’de belirlenen başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti kararını baltalamış olacağı ifade ediliyor. Ancak Müslümanların bunu kabul etmesi mümkün değil zira İsrail bir işgal devletidir ve Filistin’in tamamı Filistinlinindir, öyle de kalacaktır. (Milli Gazete)