Tükürün Zalimlerin Hayâsız Yüzlerine
Derdim; ne birilerinin aştığı kanlı barajı dile getirmek, ne meclise girmelerini eleştirmek, ne oy toplamak için meydana çıkan “Ablalar”hakkında konuşmak ne de yıllarca Kürtler üzerinde proje yürütenlerin maşalığını yapıp zalimce zulmeden polislerin, bugün HDP saflarında yer almalarını dile getirmektir.
Derdim; imansızlık istikametinde yürürlerken, beyinleri ter-u taze olan gençliği de kendi pis işlerine alet edip, sonra da pis fikirlerini, pak gençlere enjekte etmeleridir.
Evet, LGBTİ denen aşağılık gruptan söz ediyorum! Yani binlerce yıl önce bugünleri andıran ve Allah (c.c)’in haklarında;
“Lût’u da Peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti: “Sizden önce âlemlerden hiçbir kimsenin yapmadığı çirkin işi mi yapıyorsunuz?” “Hakikaten siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Hayır, siz haddi aşan bir toplumsunuz.” (A’raf 80-81) deyip helak ettiği kavim ile aynı sarhoşluğa kapılmış ve hunharca İslam’ın mukaddesatına dil uzatan, pis bayraklarının pis renklerini Kâbe-i Muazzam’amontajlayan aşağılık topluluktan söz ediyorum!
Son zamanlarda ciddi anlamda hadlerini aşan LGBTİ denen aşağılık kavim, Lût kavmini bile geride bıraktı. Bugüne kadar “pis bedenleri” üzerine pazarlık yaparak sözüm ona insanlık âlemi içerisinde “olmayan haklarını” arıyorlardı.“Neuzubillah” deyip yüz çevrildi.Sonra; “Kürt”maskesi takarak beyinleri ter-û taze olan Kürt gençliğini de kendilerine alet etmeye başladılar. Buna da “Küfrün tuzak çemberi” diyerek her fırsatta bunun yanlış olduğu genç nesle bir şekilde anlatıldı.Özellikle de “Bilinçsiz Müslüman Kürt kadınlarına.” Çünkü onlar için, okuma-yazma bilmeyen kadınlar, en büyük objelerdir.
Ve son yaptıklarıyla işi çığırından çıkartmayı başardılar.
“Şaban’la Recep’in aşkına, Ramazan engel olamaz…”
Veyl olsun size ve size bugüne gelme fırsatını verenlere!
Veyl olsun size ve sizi destekleyen tüm herkese!
Biz, Lût kavminden bilirdik hemcinslerine ilgi duyan aşağılık insanları. Ama onların helak olduklarını da biliyorduk.
Biz, Lût kavmini her hatırladığımızda utancımızdan yüzümüz kızarıyordu. Oysa bahsedilen tarih binlerce yıl öncesi idi…
Nereden bilebilirdik ki, Lût kavmine parmak ısırtacak aşağılıkların, aramızda cirit atacaklarını?Hem de örf ve adetleri, gelenek ve görenekleriyle dünyayı kendine hayran bırakan Kürdistan topraklarında, kandırdıkları Kürt gençliği ile…
Belki de bunu yaparlarken, hedeflerinin “LGBTİ” gibi aşağılık bir topluluk oluşturacaklarını söylemedikleri için tahmin edemedik. Sürekli olarak “Kürtçenin özgürlüğü” şarkısını okuyorlardı, özgürlüklerinden dem vuruyorlardı. Dağ kadrosunu da gâh kandırarak gâh tehdit ederek oluşturdular zaten. Yıllar boyu“ezilmiş Kürt halkı” naraları atarak camları döktüler, dağlara çıkıp “Özgürlük dağlardadır” dediler. Ama sonunda, ırk kavgasından cinsiyet kavgasına dönüştü sevdaları. Yüksek dozda Lutilik karıştı kanlarına.
Bunca olumsuzluklara rağmen yine de şundan eminim ki; Kürt halkı, dini vecibelerini tam anlamıyla yerine getiremese de “Namus kavramı” onlar için kutsiyet arz eder. Elbet bir gün destek vererek düştükleri yanlışın farkına varacaklardır. O zaman silkinip “Evet, tükürün zalimlerin hayâsız yüzlerine!”deyip ilk tükürenler kendileri olacaklardır…
(M.Yusuf Şehidoğlu)