Katil kim?
Bayram bitti bugün mesai başladı. İnsanlar işlerine gitmek için yola koyulurken, Kürdistan’ın yamyamları ve Ortadoğu’nun kana bulanmasından rant elde edenler de iş başına geçtiler ve ilk mesailerinde bombayı patlatıp, kıyımı başlattılar.
Eh! Bu da onların uzmanlık alanı…
Kim yaptı, neden yaptı, kimin işine yarar bu kan?
Aslında cevabı çok da zor olan bir soru değil. Ama nedense hedef tahtasında duran iki cenah da bu olayı üstlenmemek için yalan dolu senaryolarla sosyal medyada kendilerini aklama çalışmalarına başladılar. Elbette, erken konuşmak zararlı sonuçları doğurur. Ancak bazı şeyleri konuşmak için de zamanın geçmesini beklemeye gerek yoktur.
Daha seçimler üzerinden bir ay ancak geçti. Seçimden önce Diyarbakır’da HDP mitinginde patlatılan bombayı unutmadık. Her ne kadar olay DAİŞ ile ilişkilendirilse de “Katiller, mezar başına ilk gelenlerdir” tecrübesine dayanarak olayın kimler tarafından gerçekleştirildiğini az-çok tahmin edebiliyoruz.
Figen Yüksekdağ ise iki gün önce 'Sırtımızı YPJ'ye YPG'ye ve PYD’ye yaslıyoruz' diyor.
Cemil BAYIK’ın olay öncesi “Kitlesel savaş çağrısı” Selahattin Demirtaş’ın olaydan sonra benzer çağrı yapması tesadüf mü?
Her fırsatta Kobani sınırlarında açıklama yapan HDP heyetinden kimsenin olay sırasında Suruç’ta bulunmaması isabet mi?
Yine de soralım mı “katil kim?” diye?
Herkes kaçışıyor ya da kendini aklamaya çalışıyor. Doğan Medya, hemen başladı propaganda yapmaya “Kobanê için Suruç’ta bulunan gençler, Kobanê’de çocuk parkı yapacaklardı.” ODTÜ saz ekibi ise protesto yapmaya başladı bile.
Ben de yedim!
Hangi çocuklar için park yapacaklardı?
Ana kucağında süt içtiği esnada anasıyla birlikte PYD ya da DAİŞ bombalarından ölen çocuklar için mi?
Ya ODTÜ eylemlerine ne demeli? Hangi ara yapıldı bu pankartlar? Yoksa daha önce olayın olacağı ilham edilmişti de hazır pankartlarınız mı vardı?
Şimdi DAİŞ de çıkıp “Biz, Kobanê’ye çocuklara grip aşısı vurmak için girdik” dese yerinde olmaz mı yani?
İyi de bu patlama nasıl meydana geldi. Herkes temiz ve masum ise peki, kim bu katil?
“Sakin olun beyler itiraf ediyorum. Katil benim” dememi beklemiyorsunuz herhalde. “Ooo piti piti, karamela sepeti” oynamamı da beklemiyorsunuzdur. Eskiden örgütler daha erkektiler sanki. Yaptıkları eylemleri çekinmeden üstleniyorlardı.
Hoş katili mum ışığında aramanın anlamı da yok. Katil, projektörü üzerine vururcasına kendini gösteriyor. Ama yine de ölenlerin kim vurduya gitmesini isteyenler laf olsun torba dolsun diye çıkıp açıklamalarda bulunacak, birilerinin üzerine yıkıp bırakacaklar. Hükümet ise alışagelmiş açıklamalarını yaparak;
“Emniyet güçleri olayı araştıracak”
“Bakanlarımız olay yerine intikal edecek”
“Ülkeyi bölmek isteyenlere fırsat verilmeyecek” diyecek.
Alıştığımız ifadeler, yabancısı olmadığımız hikayelerden ibaret açıklamalardan başka bir şey olmayacak. Her defasında (-ecek), (-acak) takılarıyla olayın üstü kapatılacak ya da en kötü ihtimalle bir aba bir de abacı bulunup ikisini baş başa bırakacaklar. Yiyene “afiyet olsun.”
Hâsılı kelam, yarım fotoğrafa dönüşen Ortadoğu üzerinde kirli oyunlar oynanmaya devam ediyor. Kan, sadece Arap bölgelerine değil, Kürt ve Türk bölgelerine de sıçratılmak isteniyor. Ama yine de sözümüzün sonunda;
“Hasbunallahi we ni’mel wekil” diyor ve kandan rant elde etmek isteyenleri KAHHAR olana havale ediyoruz. (Muhammed Yusuf Şehitoğlu)