Üzümün sapı, Armudun çöpü
Son zamanlarda küfrün, Müslümanlara karşı takındığı tavırları görmemek için “kör” olmak gerek. Müslümanların ilk kıblesi Aksa’ya küstahça saldırılar, Doğu ve Güneydoğu’da Müslümanlara karşı çirkef saldırılar vs.
Tüm bunlar yaşanırken, İslam ümmetinin fertleri ne haldeler?
“Üzümün sapı, armudun çöpüyle uğraşmaktan bağımız yanıyor da haberimiz yok!”
Hakikat bundan başkası değil!
Kardeşim!
Bugün İslam ümmetinin içerisinde bulunduğu durum gerçekten örgüt-cemaat çatışmasını aştı. Artık verilen mücadele ve girilen savaşın Hak-Batıl savaşı olduğunu idrak etmen gerekiyor. Kurt olup kuzuya “Geçen sene bana küfür etmiştin, şimdi çakalın seni yemesini zevkle izleyeceğim” demenin mantığı yok. Çakal, bugün kuzuyu yediyse ve kurt da bunu izlediyse o çakal yarın kurda da saldırır. “Aptal için cesaret, akıllıya akılsızca saldırmaktan ibarettir.” Velev ki gücü yetmese de, velev ki galip gelmese de darbe vurmak için hamle yapacaktır.
Yıl olmuş “Ahir zaman”
Hak ile batılı ayırt edememek için kör olmak gerek. Hâl böyle iken aynı dinin müntesiplerinin hesapsız bir şekilde birbirleriyle uğraşması, düşmana; “Gel bizi öldür!” demekten başka bir şey değildir.
Bölgede 90’lı yıllardan bu yana Hak-Batıl savaşı yaşanıyor olsa da bölgedeki diğer Müslümanlar ve batıdaki Müslümanlar bu durumu, “Hizbullah-PKK çatışması” olarak değerlendiriyorlardı.
El Hak! Hizbullah-PKK çatışması idi!
Ancak sebep; isimler değildi inançlardı, hedeflerdi, gaye ve çıkarlardı.
Hizbullahi Müslümanlar, hakkın âli olan hatırını müdafaa etmeye çalışırken PKK ve milisleri, bölgede Leninist düşünceyi ve Marksizm’i halkı Müslüman olan bir topluma deklare etmeye çalışıyorlardı. Evet, bu bağlamda “PKK-Hizbullah” çatışması demeye hakkınız vardır. Lakin bunu “örgüt hesaplaşması” olarak değerlendirmeniz, kardeşleriniz için yeni bir zulümden başka bir şey değildir.
Bakınız!
Son zamanlarda Marksist’ler, bugün batıda da Müslümanlara saldırmaya başladılar. Adana’da evinde şehit edilen Ethem Türkben, İstanbul’da Mürsel GÜL, 6-8 Ekim olaylarında Hizbullah camiası ile alakası olmayan Arap Müslümanlar, yine aynı günlerde Van’da şehit edilen Mehmet Latif Şener amca ve daha bunun gibi birçok farklı cemaate müntesip insanlar oldu.
Evet, bunların hiçbiri Hizbullah cemaatinin fertleri değildiler. Eğer mesele Hizbullah-PKK arasındaki kan ise emin olun tarih boyunca PKK zulmüne karşı tek yardımcıyı kendilerine “Âlemlerin Rabbi” olarak belirleyenler, yine aynı tutumu sergileyeceklerdir. Ancak bu ateş, sadece Hizbullah cemaatine değil, diğer tüm İslami oluşumlara sıçrayacaktır.
“Şimdi, oturup düşünün!
Onlar oy verdi,
Onlar parti kurdu,
Onlar “sofi”ler,
Diğerleri bizim memleketlimiz değil…” diyerek ateşin size ne kadar yakınlaştığının hesabını yapın.
Zaman, 1400 senedir çözülmeyen meseleler üzerinden değerlendirme yaparak birbirini dışlamanın zamanı değil.
Zaman, tefrika silahlarını Müslümanlara karşı doğrultma zamanı değil.
Zaman, “Senin sakalın benim sakalımdan kısadır, sen ehl-i sünnet değilsin” demenin zamanı değil.
Zaman, “Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal-46) ayetine uyma zamandır…
Vesselam.
(M. Yusuf Şehitoğlu)