Bu Koğuştakilerini Unuttunuz Sayın Bakan-Larım !
Medya da gün geçmiyor ki Ergenekon soruşturmaları, arkasından hastalanıp tahliye edilen subaylar, generaller, amirler memurlar gündeme konuk olmasın.
Türkiye gündemini yaklaşık iki yıldır sürekli bu haberler takip ediyor. Ama ne var ki Adalet Bakanlığının sözde herkesi ”Eşit” tutup, eşit muamelerle cezaevlerine koydukları mahkûmlara nedense eşit muamele edilmiyor. Yıllar önce Hizbullah cemaatine mensup olduğu gerekçesiyle tutuklanan Yasin Demir’in Kronikleşmiş Hepatit B ve Delta Süper Enfeksiyonu hastalığı olduğunu Adalet bakanlığından tutun ta Cumhurbaşkanı’na kadar bilinmesine rağmen herhangi bir kolaylık sağnalıp serbest bırakılmadı.
Yasin Demir Ne Yapmıştı
Bu ülkeyi hortumlayanlar arasında isminin zikredildiğini duymadık, yahut askeri bölgede sayısı belli olmayan mühimatlarla yakalanmadı, hatta ve hatta onun ötesinde, askeryenin atış alanında gömülmüş cesetlerin cellatlığını da yapmadı. Peki ne yaptı da bu kadar vicdansızca davranılıyor. Oysa yazdığım bu suçları işleyenler, mahkeme salonunun ön kapısından kelepçeyle girip, arka kapısından elini kolunu sallayarak çıktılar. Yada ”GRİP” gibi küçük hastalık bahaneleriyle cezaevlerinden tahliye edildiler. Yasin Demir’in iddanamesine bakılacak olsa, alışagelinen bir ibareden başka bir şey görülmeyecek. Camide küçük çocuklara ders vermek, Küçük çocukları pikniğe götürmek yahut namaz kılmak…
Ne kadar acizce bir suçlama ve ne kadar ağır bir ceza değil mi ?
Vicdanlarınız hala sızlamadı mı ? o zaman üç-beş ay öncesine dönelim, belki siz unuttunuz ama ailesi hala unutmadı, hala yürekleri burkuluyor. Olaya biraz değinelim mi ? ne dersiniz ha ! belki vicdanlarınız sızlar.
Hatırlayın haber başlıklarını, kimisi "terörist" demişti, kimisi Yusufi demişti. Hatırladınız mı ? ismini ben söyleyeyim isterseniz. Cahit Durmaz…
Cahit Durmaz, 2 yıl önce kaldığı Kırıkkale Cezaevi’nde mide rahatsızlığından dolayı ilaç tedavisine başladı. Bağırsak kanseri teşhisi konulan Durmaz’a, ilaç tedavisi cevap vermeyince, Ankara Numune Hastanesi’ne sevkedildi.
Numune Hastanesi heyeti tarafından, Cahit Durmaz hakkında 8 Aralık 2009 tarihinde hazırlanan sağlık raporunda, mahkûm Durmaz’ın hastalığının süreklilik arz etmekte olduğu belirtildi. Durmaz’ın cezasının cezaevinde infazı durumunda hayati tehlikesinin mevcut olacağının hatırlatıldığı raporda, Durmaz’ın cezasının 6 ay süreliğine tehir edilmesi gerektiği ifade edildi.
Sonra da ne oldu peki ?
ADLİ TIP RAPORUNDA USÛL HATASI VARMIŞ
Sincan 2 No’lu F Tipi Cezaevi Cumhuriyet Başsavcısı Günay Serap Yüksel, Numune Hastanesi’nin verdiği sağlık raporunu kabul etmedi. Savcı Yüksel, Adli Tıp Kurumu’ndan rapor istedi. Cahit Durmaz’ın avukatı Abdulgani Orhan, Cahit Durmaz’ın Şubat ayında İstanbul Adli Tıp Kurumu’na getirilerek muayene edildiğini, fakat sağlığının her geçen gün kötüye gitmesine rağmen cezaevinde infazının devam ettiğini ifade etti. Orhan, Adli Tıp Kurumu’nun bir rapor hazırladığını duyduklarını, fakat detayları ile ilgili kendilerine bilgi verilmediğini belirterek, “Savcı sağlık raporunda usûl hatası olduğunu ileri sürerek, raporu Adli Tıp Kurumu’na geri gönderdi” dedi. Abdulgani Orhan bu süreç içerisinde Cahit Durmaz’ın, hastalığına yenilerek hayatını kaybetti. şeklinde açıklama yaptı.
Buna benzer bir çok olayla karşılaştık ve sonuçların hiç biri diğerinden farklı olmadı. Bu yargı bu şekilde nereye kadar sürer bilinmez ama, her geçen gün Ergenekon davasından birileri tahliye olurken, diğer yandan gayesi ve rızası sadece Allah olan insanlar içeride ölüme terkediliyor. Umulur ki, gündem’in Ergenekon davasına yer verdiği kadar, suçsuz yere hapislerde ölüme terkedilen mahkûmlar için de kolları sıvarlarda bir daha bu tür olaylar yaşanmaz.
(İslami Haber)